07/08/2007 Çağalınbaşı Batı Sırtı, Direktaş Güneybatı Yüzü/Aladağlar – İlhan Mutlu

Tarih: 07/08/2007

Ekip: İlhan Mutlu

Yer/Bölge: Aladağlar / Karayalak, Yedigöller

Rota: Çağalınbaşı Batı Sırtı, Direktaş Güneybatı Yüzü

Kullanılan Ekipmanlar: Bivak

Hava Durumu: –

Süre:  –

Rapor

Dağa tek başıma gideceğim kesinleştikten sonra kendime bölge aramaya başladım. Bu aşamada daha önce hiç gitmediğim Yedigöller çok cazip geldi açıkçası. Ve böylece kararımı verdim yedigöllere gidecektim. Gidecektim de nereye? Planlama aşamasında yedigöllerdeki bütün zirvelere en az birer defa çıktım indim, sırt geçişleri yaptım neler yapmadım ki…

En sonunda kararımı Çağalınbaşı ve Direktaş, olursa Kızılkaya olarak verdim. Genel anlamda da plana sadık kaldım diyebilirim. Malzemeleri falan toparladıktan sonra attım kendimi otobüse. Ben uyurken artık şöför amcam ne bastıysa gaza saat 7:20 gibi niğdedeydim ve koşa koşa saat 7:30 çamardı minibüsüne yetiştim. Saat 8:45 gibi köprüdeyim ve 9’da yürümeye
başlıyorum. Yürüyüş pek sevimli olmayacağa benziyor. Bir buçuk saat sonra sokullupınardayım ve suyumu dolduruyorum. Dolduruyorum da her ne akla hizmetse pet şişelerimi açmadan yani nerdeyse yarı yarıya dolduruyorum. Kapıda Fransız bir grupla karşılaşıyorum Çelikbuyduranda su varmış bu iyi haber. Buralarda artık hafiften yorgunluk belirtileri başlıyor. 2800 metrede son suyumu da içiyorum ne de olsa 3100metre de su var diye ama o 3100 de olan su bir türlü gelmek bilmiyor. Bu sırada da iyice yavaşlıyorum ve hafiften sıkılmaya başlıyorum. Çelikbuydurana geldiğim de altimetrem 3260’ı gösteriyor. Yürüyüşün en sevimsiz kısmı da buraya kadardı zaten burada kendimi bir güzel suluyorum. Çelikbuyduranda kamp yapmış 2 kişiden hava durumunu öğreniyorum. Saat 5 gibi geçidi aşıp inişe başlıyorum ama patikayı kaçırma artı yorgunluk kombinasyonuyla yarım saatlik yolu 1 saatte inip kamp alanına varıyorum.Kendimi bir güzel besiye çekip 3 kişilik çadırıma krallar gibi kuruluyorum.

08.08.07
Saat 7 de uyandım ve 2 kaşıklık püre kahvaltısından sonra 8 de Çağalınbaşı ile Beşparmak arasındaki geçide doğru yürümeye başladım. 10 gibi geçide vardım asıl planım Çağalınbaşı batı sırtıydı ama buradan Beşparmak’ın zirvesi de çok yakında görünüyordu açıkçası ve cazibesine dayanamayıp o tarafa doğru yollandım. Zirve gerçekten çok yakındı 20 dakikalık bir yürüyüşle(I-II derece) Beşparmağın zirvesine ulaştım. Zirvede biraz oyalandıktan sonra tekrar geçide indim. 10:45 gibi tekrar geçitteydim ve asıl hedefim olan Çağalınbaşı Batı sırtına tırmanmaya başladım. Geçitten görünen beyaz renkli büyükçe bir kayanın sağ üst tarafında yaklaşık 20 metrelik bir çarşak görünüyordu. İlk hedefim bu çarşağa ulaşmak oldu. Buraya kadar gelmek için yer yer basit tırmanışlar yapmak gerekiyor(II-III derece). Çarşağın sağından ilerlediğinizde bir baca ile karşılaşıyorsunuz yaklaşık III veya III+ derece olan bu bacayı
da çıktıktan sonra biraz daha tırmandıktan sonra zirve sırtına ulaşılıyor. Saat 11:45’te zirveye ulaştım. Bu günkü esas hedefim bu zirveydi ve zirve keyfini biraz uzun tutup 12 de inişe başladım. İnişi güneydoğu sırtından yaptım başlarda biraz dar olan sırt hattı daha sonra kolaylaştı ve saat 1 de yedigöllere indim. Burada İspanyol kafilesiyle karşılaştım ve rehberleriyle biraz sohbetten sonra onlarla beraber yavaş yavaş kamp alanına döndüm. Günün geri kalanında göle girdim ve yarınki hedefim olan direktaşın rotasını incelemeye çalıştım çünkü kamp alanından rotanın sadece başlangıcı görünüyor.

09.08.07
Bugünkü hedefim Direktaş Güneybatı yüzünü tırmanmaktı. Bu rota dağın klasik rotası ancak adını hak eden bir dağ olduğu şüphe götürmeyen bir gerçek olan direktaşta klasik rota bile insana ürkütücü görünebiliyor. Sabah biraz geç kalkıp kahvaltıdan sonra saat 8:30 gibi çıktım yola. Çarşağa doğru yürürken ilk defa burada düşündüm keşke yanımda biri olsaydı diye. Dağın heybetli görüntüsü hakikaten etkilemiş herhalde beni. Neyse deyip başladım çarşağı çıkmaya. Çarşağın bittiği yerde belirgin bir kulvar yükselmeye başlıyor. Bu kulvardan yükseldim
kulvarın zorlaştığı yerlerde sol tarafa geçerek buradan devam edip tekrar kulvara girdim. Bu kulvar sizi kamp alanından da görünen sırt hattının en tepesine kadar götürüyor. Buraya kadar olan kısım kaya tırmanışı açısından çok da zor değil maksimum III derece ancak dikkatli olmak gerekiyor rotayı şaşırmak sizi ters yerlere götürebilir. Kulvarın sonundaki büyük kaya kütlesinin solundan tırmanışa devam ederek kısa bir süre sonra yan geçiş kayasına varılıyor. Burada biraz oturup dinlendim ve tutamak aradım. Kitapta tutamaksız bir yan geçiş diyor ancak ufak ama sağlam tutamaklar var. Buradan sonra ortalama III derecelik 8-10 metrelik kulvarlarda yükseldim. Kulvarların bitiminde genelde bir soldaki kulvara geçip devam ettim. Rotada genel olarak boşluk hissi çok fazla yok. Son bölümde biraz boşluk hissinin olduğu bir bölümde ise sağlam ve çok sayıda tutamak var. Buradan sonrada son olarak III-IV derecelik 6-8 metrelik bir bacayı tırmandıktan sonra zirve sırtına varılıyor. Saat 10:45 te zirvedeydim. Yavaş ama temkinli bir tırmanış oldu. 15 dakkalık bir zirve keyfinden sonra inişe geçtim. En son
çıktığım bacanın başında bir sikke vardı ama heralde ben buradan inerim deyip biraz zor da olsa -ki inişin en zor kısmı bence burasıydı- indim. Daha sonra mümkün olduğunca geldiğim yerlerden inip yan geçiş kayasına varmayı hedefledim ama çıktığım yerden değil 5 metre yanındaki kulvara inmişim. Biraz yükselip 5 metrelik bir yan geçiş yapıp yan geçiş kayasını
buldum. Burada ve yan kulvarda iniş için sikke çakılmış. Yan geçiş kayasından çıkarken kullandığım tutamakları kullanarak ve sürtünme tekniğiyle indim. Buradan sonrası nispeten daha kolaydı ve 12 gibi kampa vardım. Bu tırmanıştan sonra kızılkayadan vazgeçip Cuma günü dönmeye karar verdim. Günün geri kalanında yedim, içtim bir ara kampı çelikbuydurana çıkarmayı düşündüm ama sonra ondan da vazgeçtim.

10.08.07
Saat 6 da nispeten erkenden kalkıp hazırlanmaya başladım. Saat 7:15 te çelikbuydurana doğru yürümeye başladım ve bu sefer patikayı kaçırmamayı başararak 1 saat sonra geçide vardım. Geçitten sonra adeta dağdan kaçarcasına bir inişle bir buçuk saatte sokuluyla vardım. Burada su içip pet şişemi doldurduktan sonra yürüyüşe devam ettim. Kamptan çıktıktan yaklaşık 4 saat sonra köprüye vardım. Müzeyi de içeren uzun bir Niğde turundan sonra rötarlı gelen otobüsüme binip döndüm.