10/02/2008 Ağrı Kuzey Rotası Denemesi/Ağrı Dağı – Volkan Çakır, İlhan Mutlu, Tayfun Arıkan

Tarih: 10/02/2008

Ekip: Volkan Çakır, İlhan Mutlu, Tayfun Arıkan

Yer/Bölge: Ağrı Dağı

Rota: Ağrı Kuzey Rotası

Kullanılan Ekipmanlar: Herkeste 3k, iniş ve emniyet malzemeleri; ortak 30m 7,8lik ip, 3 buz burgusu, yeterince kilitli karabina, yardımcı ip ve perlon.

Hava Durumu: Pazar ve Pazartesi açık, Salı ve Çarşamba kapalı, yağışlı ve rüzgârlı, Perşembe saatteki hızı 50-60 km bulan fırtına.

Rapor:

Cumartesi günü uçuş iptalleri ve aksilikler (kürek sapının bagajda düşmesi gibi) birbirini kovalamasına rağmen akşam Iğdıra varabildik. Öğretmen evine yerleşip Iğdır gecelerine daldık yani kebaba. Dönüşte Korhan yaylasına bizi götürmesi için öğretmen evinin karşısında ki taksi durağıyla 45 YTL ye anlaştık.

Sabah 8 de taksi bizi aldı ve Korhan yaylasına doğru yola çıktık. Yolun çok iyi olmamasından dolayı 9u geçiyordu Korhana vardık. Çıkış prosedürlerini tamamlayıp birde tabii pek geleni gideni olmayan karakolun subayıyla uzun uzun çay eşliğinde sohbet ettikten sonra 11 gibi karakoldan ayrıldık. Uzun zamandır yağış almayan sert kar zeminde fazla yorulmadan hızla yükseldik. Dört gibi 320 e vardık. Uygun bir yer bulup kampı attık. Fazla yorgun olmadığımızdan ve kendimizi iyi hissettiğimiz için direkt 4200e devam etmeye karar verdik. Sabah 6 gibi kalkıp 7 de toparlanıp 4200e doğru tırmanışa geçtik. Şansımıza hava iki gündür çok iyi gidiyordu. 13 gibi 4200e varıp kampı attık.

İrtifayla ilgili bir sıkıntı hissetmesek de Salı gününü dinlenmeye ayırdık. Ancak şansımız dönüyor gibiydi. Hava kapatmaya başlamış yavaş yavaş yağış başlamıştı. Çarşamba sabahı kalktığımızda hava tamamen kapatmış göz gözü görmüyordu. O gün için planladığımız zirve çıkışı böylece suya düştü. Rüzgârın şiddetini arttırması sonucu günü çadırı sabitlemek için iri taşlar aramakla geçirdik. Daha önceki ağrı kış çıkışlarında da yaşadığımız çadırı sabitleyecek kadar kar bulamama olayı yine sorundu. Zirve çıkışını Perşembe denemeye karar verdik. Ancak görüşün açık olması şarttı çünkü son Demavend çıkışında tekleyen GPSim tamamen bozulmuştu. Swiss çakı sayesinde GPSi açtık ancak düzeltemedik.Çarşamba akşamı iyice şiddeti artan rüzgâr sabaha karşı saatteki hızı 50-60 km yi bulan fırtınaya dönüştü. Çadırın katmanları bir olmakla kalmadı tüm gece kafama geçti. Rüzgâr tarafından uzak yatanlar pek hissetmedi tabii. Sabaha kadar şimdi patladı patlayacak derken, neyse ki çadır geceyi çıkardı. Hava aydınlandığı gibi içerisine 2 cm kar dolmuş olan çadıra kalkıp acil iniş prosedürüne başladık. Zirve için hazırladığımız sularımız olduğu için hızlıca toplandık. Tam hazır olduktan sonra çadırdan çıkıp hızlı bir şekilde çadırı indirip çantalara teptik. Rüzgâr o kadar şiddetliydi ki olduğunuz yerde durmak için güç sarf etmeniz gerekiyordu tabii bu durumda birkaç dakikada içinde el ve ayaklar hissedilmez oldu. En önemli sorunumuz ise 3700 e doğru olan keskin sırt hattından bu rüzgârda inmekti. Düşe kalka adeta rüzgâra karşı climb down yaparak 3700e doğru indik. Hava burada biraz rahatladı. Ancak görüş sıfırdı ve çalıştırmayı başardığımız ama kafayı yiyen GPSim bizi oradan oraya sürüklüyordu. GPSe fazla kulak asmadan pusula açışıyla inişe devam ettik. Karakolun biraz sağında kaldığımızı fark ettik. Sola doğru sırt hattını keserek yapacağımız iniş 2 gündür yağan kar yüzünden çok mümkün gözükmüyordu. Sırt hattı 45 derece eğimli, yeni yağmış 50 cm kara sahip ve yazın gelişimden biliyorum zemin çimendi. Çığ için bir biz eksiktik. Yan geçiş yaparak tabakayı kesmeyi göze alamadık. Karakoldan biraz uzağa düşsek de direkt inmeye karar verdik. Ancak iniş esnasında devamlı tabaka çatlattığımızı görüp ve duyup o korkutucu DUMP sesi aramıza 300-400 metre kadar mesafe koyduk. Tabaka indirmeden düzlüğe inmeyi başardık. Sola karakola doğru giden toprak yoldan ağır ağır karakola yollandık.

Karakola vardığımızda içerisi askerden çok dağcı kaynıyordu ya da kamuflajlar modaya uydurulmuştu. Bizi kendi karakollarındaymış gibi karşılayan ekibin başkan Alattin Karaca önderliğindeki federasyonun 30 kişilik ekibi olduğunu öğrendik. Akşamı karakolda geçirecek olan ekip sabah çıkışa başlayacaktı. Dağdaki durum hakkında konuşup onlara sırt hattındaki çığ riskinden bahsettik. Bu kadar kişiyle dağı indirebilirlerdi. Bunun üzerine çıkış rotasını değiştirip biraz uzak kalan gölün oradaki keskin ve taşlık sırt hattını kullanmaya karar verdiler. Ayrıca 4200 deki durumdan konuşup hava düzelmezse zirve şanslarının pek olmadığını söyledik. İki gündür yağan kar yüzünden taksinin bizi almaya gelme şansı pek yoktu. Federasyon akşam onlarla kalmamızı telif etti. Tam teklifi kabul etmiştik ki karakola bakıma gelen bir aracın Iğdıra indiğini öğrendik. Federasyon ekibiyle ve askerlerle vedalaşıp araca atladık. Bizi öğretmen evinin kapısına kadar bırakarak kıyak çektiler.

Daha sonra öğrendik ki federasyon ekibi 3200e kadar çıkabilmiş ve orada 1 gece dayanabilmiş. Daha sonra karakola inip geri kalan zamanı orada geçirmişler. Alattin Karacanın gazeteye verdiği demeçte Saatteki hızı 90 kmyi bulan fırtına yüzünden döndükleri söylemiş. Biraz abartılı olmuş. Tabii bu fırtınanın bize verdirdiği kayıp da az olmadı 2 çift hedik,1 termos, 1 GPS, 1 kürek, 1 kask bu tırmanışın bize maliyetlerinden. Tabii ki en önemli maliyetten kendimizi dağda bırakmaktan sıyırdığımız için kendimiz şanslı hissediyoruz. Geceyi öğretmen evinde geçirip ertesi gün uzun ve yine olaylı İstanbul dönüşüne başladık.

Volkan Çakır