14/01/2012 Klasik Sırt Rotası/Uludağ – Taylan Alp Mühür

Tarih: 14/01/2012

Ekip: Taylan Alp Mühür

Yer/Bölge: Uludağ

Rota: Klasik Sırt Rotası

 Kullanılan Ekipmanlar: 

  • Kulüp: 1 Kask; 1 Otomatik Krampon; Aselsan Cobra Telsiz (Acil durumda kullanmak üzere); Outdoor Research Pollü Bivak (Kullanılmadı); 2 Edelrid Vireo Kilitli Karabina (Kullanılmadı); 2 Edelrid Guitar HMS (Kullanılmadı); 1 Edelrid Lhotse ATC (Kullanılmadı) (Kulüpten alınan malzemeler aynı durumda durumları iyi olarak teslim edilmiştir.)
  • Kişisel:  Kazma, Emniyet Kemeri (Kullanılmadı), Kişisel Perlon ve Pursikler (Kullanılmadı)
  • Survival Malzemesi:  3 kişilik ekibe yetebilecek kişisel ilk yardım çantası

Hava Durumu:

  • 14.01 Cumartesi: Sabaha karşı soğuk ve nemli, Öğlen 11den gece 2ye kadar 20cmlik yağış
  • 15.01 Pazar: Geceden gün doğumuna kadar nemli soğuk(-10 civarı),  zirvedeyken (9 civarı) güneyli gelen hoş olmayan bulutlar, öğlen anormal sıcak

Planlanan Faaliyet Programı:

14.01 Cumartesi: 2. Oteller bölgesinde inip Wolframa kamp. Daha sonra  Klasik rotadan Keşiş Tepe Zirve Denemesi

15.01 Pazar: DAG ekibi ile Keşiş Tepe Diagonal Denemesi

Uygulanan Faaliyet Programı:

14.01 Cumartesi: Otobüsten iniş(06.30); 1.Oteller bölgesi arkasındaki  ormanlık arazide kamp(07.30); Bütün gün sıcak sıvı alımı ve dinlenme

15.01 Pazar: Uyan(3.30); Ekibi bekleyiş(6.00); Yürüyüşe  başlayış(6.10); Kuşaklıkaya Tepe ilk Moda(7.45); Mola bitiş(08.15); Uludağ Küçük  Zirve (Keşiş Tepe)(09.10); Zirveden ayrılış(09.30); Kampa varış(11.30);  Kamptan ayrılış(13.30); Otobüs kalkış(15.00)

Rapor:

Cuma-Cumartesi:

İlk kış faaliyetimi partnerlerim ile yapamayınca Uludağ’da solo bir faaliyet mi yapsam derken DAGın eğitim grubu ile Uludağ gitmek nasipmiş. Her şeyimi tek kişilik ayarlayıp kulüpten bivakı alıp hazırdım. DAGdan Yahya ile konuşunca Diagonal Rotasına girmek istediklerini ama kar durumundan emin olamadıklarını öğrendim ve buna istinaden belki onlara katılırım diye emniyet kemerimi ve kişisel malzemelerimi de çantama koydum. Otobüs’de ilk konuşmalarımızla Diagonale girilmeme kararı alındı ve bir şekilde kampı ortak ekipten ayrı olmaya karar verme aşamasına geldim. Zaten bivaklayacağım için her türlü tek başıma kalacaktım. Kamp alanı olarak 1. Oteller Bölgesinin arkasındaki ormanlık alanda ki kar küreme aracı yolu kullanıldı. 30 dakikalık bir yürüyüş ile itfahiyenin arkasından bu alana ulaşılabilir. Bivak çukurunu eğitim grubundan aldığım kürek ile kazarken (toz kar baya bir uğraştırıcı), Zirve Dağcılıktan Yücel bana iç tentesi neredeyse tülden oluşan yazlık Marmot çadırında kalmayı teklif etti. Ben de bivaktan daha az acılı olacağına karar verip çadırı gerdirdik ve içine nedense herkesden sonra kurmaya başlamış olsak da, herkesden önce içine girdik. Çadırı kurduktan sonra Yücel ve ben (herkesin aksine karı kazıp kendimize çukur oluşturmadık) hakim rüzgar yönüne kar duvarı inşaa ettik. Eğitim grubu ve faaliyet yapacak olan ekip eğitime gidince bütün gün uyumalı, muhabbetli ve sıcak sıvılı dinlenmemize başladık.

Akşam DAG’dan David ve Yahya kampa döndüklerinde faaliyet için 5.00da çıkacağımızı ve DAGdan David, Nedim, Yahya ve Yücel ile benim olacağımı konuştuk. Ben 9 gibi yattığımda ilginç bir şekilde Yahya ve Davidin hala ayakta diğer çadırlara misafirliğe gidiyorlardı.

Pazar:

3.30da kalkarak hazırlıklara başladım. Çadır pek konforlu değil ama hiç yoktan iyidir. Yüceli uyandırıyorum. Gelmeyeceğini ve uyuyacağını söylüyor. Kahvaltımı hemen mideye indiriyorum ve az geleceğini bildiğim halde 2 kupa sıcak sıvımı alıyorum. Daha fazla sıcak sıvı tüketmeye alışmam şart. Faaliyet için içeceğim çay ve sıcak çikoltaları ve yiyeceğim tadımcaları ve ilkyardım çantasını kramponlarla birlikte minik 10litrelik çantama koyuyorum. 5e doğru yan çadırdaki Yahyalar ile konuşuyorum ve 5.45te çıkacağımızı söylüyorlar. O ara birşeyler yiyip faaliyet için hazırlanıyorum. 6da hala hazır olamayan ekibin önünden 6.10da yürümeye başlıyorum. DAG eğitim grubunun izinden Fatih Tepete doğru tempolu yürüyorum. Fatih Tepe’yi geçtikten sonra Kuşaklıkaya Tepe sırt hattına bağlanmadan önce ekibin geri kalanını bekliyorum. Açıkçası rotayı bilmediğimden bu bekleyişi gerekli görüyorum. David ve Yahya hediklerle önüme geçiyor. Nedim ise arkadan tempolu ama yavaş bir şekilde geliyor.

Fatih Tepe civarı telesiyejlerin orada eğitmen Aydını görüyoruz. Bacağı ağrıdığı için döndüğünü ve eğitim grubunun sırttan Küçük Zirve faaliyeti yapacağını öğreniyoruz. Bu haber üzerine biraz şaşırsamda izleri takip ederek 7.45te Kuşaklıkaya Tepenin 10-15m altındaki yamaçta eğitim ekibini yakalıyoruz. Üzerim kalın gelmeye başladığından (güneş çıktı hava ısındı) üzerimi çıkartıp, sıcak sıvımı alıp bir tadımcayı hemen patlatıyorum. Dururken 2-3 fotoğraf çekiyorum. Sırttan yürürken son 100-150 metre ve yamaç boyu sert kar (yer yer buz) ile iz açmaya çabalağımdan krampon harikasını ayağıma geçiriyorum. Batonları çantaya atıp, kazmayı elime alıyorum. Faaliyetin gerçekten başladığını hissediyorum. Ekibin geri kalanının benim ile alakası olmadığını hissedip, ekibin uzaklaşmasını bekliyorum ve dinleniyorum. Çıkış ve dönüş yolunda tamamen kendi izimden devam etmeye karar verdim. 8.15te harekete geçerek 10-15 metrelik etabı Frontpoint ve önde kazma ile geçerek işte bu diyerek Kuşaklıkaya Tepeye vardım. Önümdeki otoyol ve az eğimli sırt hattını görünce üzülsem de kendi izimle (kramponlarla uçar gibi hissederekten) yürümeye başladım. Açılmış izlerin en yakın 5 m ötesinden az eğimde önümde ki eğitim grubunun dağılmış parçalarını yakalıyorum.

Zirve konisinde eğim arttıkça kazma-krampon teknikleri ile S çizerek ya da direk “yardırarak” güzel buzun üzerinde kramponlarımı soka soka, güneyden gelen kara bulutlarların korkunç görüntüsünde ilerliyorum.

9.10 civarı Uludağ Küçük Zirveye (aka Keşiş Tepe 2487m) varıyorum. Zirvede hızlıca kalan sıcak suyumu sıcak çikolata eşliğinde bitirip, cevizli suçuğumu mideye indiriyorum. Fotoğraf çekimi bitince 9.30’da inişe başlıyorum. Aşağı inişte yine kendi izimden S ya da dik vurdurarak iniyorum ve eğitim grubunun önüne geçiyorum. Pistlere geldiğimizde ayağımdan çıkarmaya fırsat bulamadığım krampon ile ayıp ederek tek sıra halinde pisti kesiyoruz. Pistlerden hemen sonra kramponu çıkartıp, kazma yerine batonlara geçiyorum ve toz karın içinde bata bata orman yoluna doğru ilerliyorum. Ormanda açılmış kardan iz otoyoluna varmama az kalmışken boyuma kadar batarak yüzmeye başlıyorum. Çok çırpınıp moralimi sıfırladığım bu alanı geçip baktığımda geçtiğim alanın 5 metre bile olmadığını görüp küfür kafir otoyoldan ilerliyorum. 11.30’da kampa varıyorum. Yücelin sıcak sıvısından otlanıp kendime çorba ve çay yapıyorum. 13.30 gibi Yücel ile çadırı toplamış otobüsün yanına gidiyoruz. 14.30’da otobüsün park sorununu halledip ilk başta Bursada İskendere sonra İstanbula doğru yola çıkıyoruz.

Taylan Alp Mühür