30/06/2005 Şeytan Deresi/Erciyes – Efe Akcasu, Rasim Yılmaz, Gazali Görüryılmaz

Tarih: 30/06/2005

Ekip: Efe Akcasu, Rasim Yılmaz, Gazali Görüryılmaz

Yer/Bölge: Erciyes-Kayseri

Rota: Şeytan Deresi

Rapor:

Faaliyetimiz 30 haziran akşamı 20:30da haremde Kent Turizm farkı ile başladı. 35 YTLlik tuzlu ve sevgili muavinimiz sayesinde oldukça neşeli bir yolculuktan sonra saat 6:30 gibi Kayseri’deki Kent Turizm tesislerine vardık (tesisin ismi Süha, gitmeyi düşünen arkadaşlar dikkat etsin bagaj verirken inatla Süha’da mı ineceksiniz diye sorup insanı çılgın edebiliyorlar. Kim bu Süha neden onda iniyoruz demeyin hehe deyip geçin!!) Tesisten saat 7:30 gibi bizi Gazali’nin teyzesi aldı ve dedesinin Hisarcıkdaki bağ evine götürdü. Bağ evinde gerçekten misafirperverliğin doruğunda oldukça etkili ve kişi başı 3’er kilo aldıran kahvaltımızın ardından Gazali’nin dedesi bizi oteller mevkiine arabayla bıraktı. Burada önce jandarmaya giderek kayıt olduk ve Uzman Başçavuş Hasan bize oldukça ilgili davrandı. Önce dağcılık belgesini sorup olmadığını söyleyince komutanını araması bizde ufak bir geri dönme korkusu oluştursa da kriz hasarsız atlatıldı ve gerekli imzalar ve telefon numaraları alınıp verilince karakoldan ayrıldık.

Karakoldan sonra telesiyej de aldık soluğu. Telesiyejin 2 durağı var ve yazın normal olarak çalışmıyor. Telesiyejin ilk durağına kadar ücret kişi başı 8 YTL (gidiş dönüş) ama ikinci durak için 10 kişinin parası yani 80 YTL istiyorlar ve biz de tabi ki tabanlarımıza güveniyoruz o noktada. Ayrıca yazın giderseniz dönüşte de çalışacağı garanti olmadığından verdiğiniz 8 YTL ile dönememe ihtimaliniz de var bu sebeple tavsiyemiz faaliyeti hafta sonu planlamanız. Çünkü Kayseri halkı hafta sonları sadece telesiyejde tur atmak için dağa geliyor ve dönüş yolunda telesiyeji çalışır bulma ihtimaliniz artıyor.

Telesiyejin 1. durağından sonra çantaları sırtımıza aldık ve yürümeye başladık. Düzgün ve geniş bir yoldan oldukça rahat bir yürüyüşe başlamıştık ki arkamızdan gelen bir dayı bize yetişti ve bize baya bir arkadaşlık etti. İzmirde su istasyonu olan ve oğlunu askere teslim etmek için Kayseriye gelip, gelmişken boş dönmeyim bir Erciyes’e çıkiyim mantığı ile elinde yemek torbası sırtında t-shirt, altında kumaş pantolon ile yollara düşen Ömer Akkuş gerçekten yaklaşma yürüyüşünün neşe kaynağı oldu. Sonunda bayağı bir yol aldıktan sonra sırtına çantayı alıp 2-3 resim çektirdikten ve telefon numaraları alıp verdikten sonra onun deyişi ile “dağ arkadaşımızdan” ayrıldık ve kendisini geri dönmeye ikna ettik.

Bizi 1. duraktan kamp alanına doğru rahatça götüren yol bir yerde sona erdi ama onun yerini su kanalları aldı. Yolun bittiği yerde su kanallarını takip ederek hatta çeperlerinden yürüyerek rahat bir şekilde kamp alanına vardık. Yürüyüşümüz yaklaşık olarak iki iki buçuk saat sürdü. Düzgün alan bulamadığımız için eğimli bir yere çadırımızı kurduk ve erkenden yattık.
Fakat Rasim ve Gazali eğimli yüzeyde durmadan çadırın ayakucuna kaymaktan fazla uyuyamadılar fakat kendi adıma ben sinir bozacak kadar güzel bir uyku çektim (Rig-rest mat sağolsun kesinlikle kaymıyor) Gece 1 gibi kalkıp 2 gibi yola çıktık. Güzel açık bir gece yürüyüşü, mevsim normallerinin üzerindeki kar miktarı yüzünden biraz zorlu geçti ve daha şeytan deresine yaklaşmadan kramponlarımızı takıp kazmalarımızı elimize aldık. Kramponları takınca tam kıvamında sertlikteki karda rahat bir yürüyüşle 1 saatte şeytan deresinin altına vardık. Oldukça dik ve karlı rampayı çıkmak gerçekten zorlu bir iş oldu. Tırmandıkça tırmanıyorduk ama hörgüç kaya inatla yaklaşmıyordu. Sonunda rampanın sonuna yaklaştık ve hörgüç kayayı solumuza alarak sırta doğru yükselmeye devam ettik ama tam bu sırada olan oldu ve Gazali’nin kramponunun perçini koptu!! Durup onunla uğraşırken de oldukça üşüdük. Fakat kramponu onarmakta başarısız olduk ve Gazali bir miktar tek krampon ile çıkmayı denedi. Ama rampanın sonlarına doğru yolun oldukça dikleşmesi ve kopan krampon yüzünden kaybettiğimiz zaman ve ısı dönmeye karar vermemize sebep oldu. 5 gibi zirveye tahminen 50-100 metre uzaklıktan moralsiz bir şekilde dönüş yoluna geçtik. Gazali’nin problemi yüzünde uzuuuun sırt hattından değil de tekrar şeytan deresinden dönmeye karar verdik ve artık hafif hafif doğan güneş yüzünden kopan ve yanımızdan hızla geçen taşların eşliğinde inişimize başladık. Gerek moralsizlikten gerek yorgunluktan doğan dikkatsizlik ve dengesizlikten ikişer üçer kere kazma düşüşü eğtimimizi sınama şansımız oldu. Oldukça sıkıcı ve bitmeyecekmiş gibi görünen bir buçuk saatlik inişimizden sonra 6:30 gibi çadıra vardık.

Gerisi bilindiği gibi uyku, şehre dönüş, ve sınırsız yemek!!! (Gazali’nin Hasan Dede’sine, anneannesine, dünya tatlısı kuzenlerine ve teyzelerine yardımlarından ve desteklerinden dolayı teşşekkür ederiz)

Özet olarak yazın Erciyes’e gitmek istiyenler öncelikle Kent Turizme 35 gidiş 35 dönüş 70 YTL veriyorlar ve Kayseri’den Develi minibüsleri ile 2,5 YTL ye oteller mevkiine gidiyorlar. Oradan 8 YTLlerine kıyarak telesiyeje binerlerse 1. duraktan sonra 2-2 buçuk saatlik rahat (önce yolu sonra su kanallarını takip ederek) bir yürüyüşün ardından kampa varıyorlar. Şeytan deresinden çıkmayı düşünenlerin taş düşme riski yüzünden gece 1-2 gibi çıkmaları tavsiye edilir. Tempolu bir yürüyüşle 1 saatte rotanın altına sonrasında 1 buçuk – 2 saatte de zirveye ulaşabilirler. Sırt hattından gitmeyi düşünenler gece rahat rahat uyuyabilir ama sırt hattından zirve için 8-9 saatlik yürüyüşler telaffuz ediliyor ona dikkat!! Sonuç olarak yazın (problem çıkmazsa) oldukça neşeli geçebilecek ve kısa sürede şehre dönülebilecek, manzarası güzel, ulaşımı kolay, ekspress bir faaliyet.

Tavsiye edilir…