01/01/2024 Emler Batı Yüzü ve Sırtı/Aladağlar – Çağatay Gödek

Fotoğraf 1. Rotaya giriş etabına bakış
Fotoğraf 1. Rotaya giriş etabına bakış

Tarih:  1 Ocak 2024

Ekip: Çağatay Gödek

Yer/Bölge: Aladağlar / Sokullupınar / Karayalak Vadisi

Rota: Emler Batı Yüzü ve Sırtı (PD)

Kulüpten Alınan Ekipmanlar: 3K (Kask, Kazma, Krampon), 30m ip, sikke, açık perlon, bivak. İniş malzemeleri(şahsi)

Kullanılan Ekipmanlar: 3K (Kask, Kazma, Krampon), bivak

Hava Durumu: Açık, gündüz 0 derece gece -5.-10 derece.

Kar Durumu: Kayacık girişinde batak kar, sırt hattında süpürülmüş sert kar, karayalak vadisi çığ anıtından gelincik kayalara kadar batak kar.

Süre: 31 Aralık 04.00 Sokullupınar’dan hareket, 1 Ocak 11.00 Sokullupınar’a varış.

Rapor:

Uykusuz geçen bivak geceleri, benim için dağda yapılmış kış faaliyetlerinin adeta özeti gibi. Çünkü herşeyi tekrar tekrar düşündüğün, düşünmek zorunda kaldığın o soğuk bivak gecesinden sonra bir daha bunu yapmam desem de en sonunda kendimi o torbanın içinde buluyorum. Boşuna dememişler büyük lokma ye büyük söz söyleme diye. Tabi bu söylediğim şey öyle çok büyük bir söz olmasa da kendi içinde bir çelişki barındırdığı aşikar. Tabi kışın bivak yapıp yapmamakla olan çelişki sadece bir örnek, bunun gibi daha niceleri. Bu tırmanışın büyük bir kısmı da bivaklamakla geçtiği için böyle bir girizgahı hak ettiğini düşünmekteyim. Bivakla aramda olan şahsi meseleyle sizi meşgul etmiş olduğum için özür dilerim. Raporda bivak ve bivaklamakla ilgili ara sıra atıflar yine yapacağım zaten.

29 Aralık ve Öncesi

Dağa gitmeyeli çok uzun günler olmamasına rağmen yakın bir zamanda gitsem iyi olur diyerekten bir tarih belirlemeyle ilk adımı atıyorum. Çok önceden beri aklımda olan Emler Batı Sırtı rotasını da kararlaştırdıktan sonra geriye kalıyor dağa gelecek kişiler bulmakta. Dürtebileceğim arkadaşlarımı dürtüyorum, kimisi Emler batı senin şahsi meselen bizi bulaştırma, kimisi gelebilirim belki diyor. Sonuç olarak belkiler… vd. sebeplerden ötürü dağ yolu yine bana tek görünüyor (bu Çağatay da dağa hep tek gidiyor demeyin. Ben çağırıyorum gelen olmuyor). Ben de gelmeyin canıma minnet diyerek Emlerden sonra bi de Direktaşa giderim diyerek planlamamı yapıyorum ve 29 Aralık akşamı 22.00’da Esenler otogardan Kamil Koç ile (kesinlikle bu firma ile seyahat etmeyin, öneridir.) Niğde’ye doğru hareket ediyorum.

30 Aralık Cumartesi

Sabah 10.00 gibi Niğde merkeze varıyorum, eksik olan birkaç şeyi de temin ettikten sonra 11.00 minübüsü ile Çamardı’na harekete geçiyorum. Tıkış tıkış olan minibüste üstüme konulan 50 adet lavaş ile birlikte seyahatimi tamamladıktan sonra Şafak Pansiyonun orada Ulvi ile buluşuyoruz. Ulvilere geçip Nazmiye teyzenin yaptığı kahveyi de içtikten sonra 13.30’da Dağ evinin oradan yürüyüşe başlıyorum. Güzel ve sakince bir yürüyüşün ardından saat 15.00’da Sokullupınar’a ulaşıyorum. Kamp bölgesinde neredeyse kar yok gibi. Hava kararana kadar bol bol sıvı tüketimi ve Kayacık giriş etabını kesmecenin ardından saat 18.30’da bivağa girerek uykuya çekiliyorum.

31 Aralık Pazar

Gece uzun ve sessiz. Saat 00.30 gibi ay ışığı kamp alanını aydınlatmaya başlıyor. O saatlere kadar güzelce uyumuş olup, ay ışığının saçtığı ışıkla birlikte uykum da hafiften kesiliyor. Kısa süreli bazen hayal bazen düşlerle sağa sola dönerek vakti öldürüyorum. Alarm çalmadan ayaklanıp kahve ve bisküvi ile kahvaltımı yapıp toparlandıktan sonra 04.00’da rotaya doğru harekete geçiyorum. Başlangıçta traktör yolunu takip ederek Karayalak virajına sapmadan Kayacık etabına doğru düz bir şekilde yükseliyorum. Yaklaşık 40-45 dakika sonra kulvarın altına ulaşıyorum.

Fotoğraf 2. Kayacık-Emler Sırt Hattı
Fotoğraf 2. Kayacık-Emler Sırt Hattı
Fotoğraf 3. Mantar Kaya görünüm
Fotoğraf 3. Mantar Kaya görünüm

Kayacıkta bulunan ve genellikle dolu batak kar olan kulvarın olabildiğince sağ tarafından yükselmeyebaşlıyorum. Diz hizasını tek tük geçen bataklıkta olan hattı dik bir şekilde çıktıktan sonra karşıma bir ayrım çıkıyor. Rotanın önceden çıkışını yapmış olmasam muhtemelen sağ tarafa yönelir ve 1-2 saat kaybettikten sonra geri dönerdim. Yani sol taraftaki kısma kayalık etaplara yakın bir şekilde geçtikten sonra tekrardan dik bir şekilde yükselmeye devam ediyorum. Kar burada görece daha batak olmasına rağmen yer yer rüzgar tarafından süpürülmüş vaziyetteydi. Burada çok oyalanmadan ilerleyip sırt hattının üzerine ulaşıyorum (Bulunduğum konumdan bakınca sağ tarafta da bir sırt hattı gözükmekte. Bulunduğum sırt hattı ile sağ tarafımda bulunan sırt hattı ilerde kesişiyor, o yüzden rotaya girecek olursanız sağ tarafa geçmeye çalışmayın). Sırt hattında sağlı sollu bir şekilde kaya ve kar pasajlarını yavaş yavaş geçerek ilerliyorum. Bir süre sonra parantez içinde bahsettiğim sırtların birleşim noktasına yaklaşığım kısımda geçmem gereken 6-7 metrelik bir pasaj çıkıyor karşıma. Alttan buraya doğru yükselirken çok rahat geçeceğimi düşünüyordum fakat etabın tamamen slab olması, üzerinin de toz kar ve hafif buzlanmasından ötürü 2 veya 3. metresinde hareket edemeyecek bir şekilde kalakaldım. Yukarı hamle yapmam gerekiyordu fakat tutacak pek bir yerin olmaması, sol ayağımın da sürekli kayıyor oluşundan ötürü bir şekilde çıktığım etabı geri indikten sonra sağ tarafımda kalan çürük ve üstü aynı şekilde toz kar ile kaplı olan 6-8 metrelik etabı tırmanarak geçiyorum (III derece). Maksimum metre olan bu kısımda yaklaşık 45 dakikalık bir vakit kaybetmemden ötürü dinlenmeden Kayacık ile Emler’i birbirine bağlayan sırta kadar yükseliyorum. Saat 11.30’da artık Emler’e kadar olan sırt hattını gördüğüm kısma gelmiş bulunmaktayım. Burada biraz soluklandıktan sonra sırt hattı boyunca alçalmadan ilerleyişimi sürdürüyorum. Normalde bu sırt hattına gelene kadar hiç zorluk yaşamayacağımı düşünüyordum fakat 45 dakika zaman kaybettiğim o etaptan ötürü aklım bir sonraki kilitte ve Direktaş’ta idi. Sırt hattının tıkayan mantar kayanın orada ne yapacağımı düşüne düşüne devam ederken zaten çok zaman geçmeden dibine varmış oldum.

Fotoğraf 4. Mantar Kayayı geçtikten sonraki görünüm
Fotoğraf 4. Mantar Kayayı geçtikten sonraki görünüm

Birazcık bu mantar kaya etabından bahsedeyim;

Yaz koşulları için pek konuşulacak bir durumu yok aslında ama kış koşullarında tehlikeli olma ihtimali mevcut. Normalde bu etabın iki farklı geçişi bulunmakta. Tabi ben ilk çıkışımda bu iki geçişten bihaber olup, mantarın üzerine tırmanıp tekrar back climbing yaptığım için üç geçişi olmuş oluyordu benim için. Diğer iki geçişin birisi ise mantarın biraz altından slab yüzeyden yan geçiş yapmak veya yaklaşık 100 metre alçalıp aşağıdan kulvara bağlanarak yukarı yükselip mantarın diğer tarafına ulaşmak.

Biz tırmanışa geri dönelim. Dediğim gibi yürürken düşünüyordum bu etabı ve şimdi dibindeyim. Önce oturacak bir yer buluyor sonra çantadan kazma ve kramponları çıkartıp kuşanıyorum. Ardından harekete geçiyorum. Önce alt taraftan yan geçiş yapabilir miyim diye bakınıyorum fakat slabın üzeri yer yer buzlu. Biraz kazma krampon tecrübem olsa rahat geçerdim diye kendi kendime söylenmenin ardından aşağıya doğru alçalıyorum. Alçalıp sağa doğru geçiş yapıyor ve kulvarda yükseliyorum. Kulvarda bulunan kar o kadar sert ki umarım düşmem diyerek etabı tamamladıktan sonra uzunca bir mola veriyorum.

Fotoğraf 5. Emler’e doğru yükseliş
Fotoğraf 5. Emler’e doğru yükseliş

1 saatlik molanın ardından 14.00’da yürümeye başlıyorum. Yaz koşullarında bulunduğum kısımdan zirveye 40 dakikalık bir mesafe bulunuyor. Lakin hem benim yorgunluğum, hem güneşin kar durumunu iyice bataklaştırmasından ötürü Emler zirveye 200 metre uzaklıkta olan bivak yerime saat 17.30’da zar zor varıyorum. Havanın kararmasına çok az kalmasından ötürü zirveye gidişi yarına bırakıyor, sırtın üzerinde görece güvenli ve rüzgar almayan kısımda karı ezip yerleşmeye çalışıyorum. Yerleşmenin de ardından donan botları ayağımdan zar zor çıkartıp çantaya soktuktan sonra hızlıca yemek yiyip, sıvı alımının ardından 18.30 gibi yorgunluktan uykuya geçiyorum.

Ve uyanış… Öyle dinç uyanıyorum ki sanki 8-10 saat uyumuşum. Tabi her şey saate bakana kadar. Hepi topu 1.30 saat sonra uyanmışım. Saat 20.00, yeni yıla daha dört saat var. Bu yılbaşında kendimi biraz şımartayım deyip yatmadan evvel yaptığım kahveden kendime bir bardak dolduruyorum. Soğukta donan çikolatamı da kahvemin yanında bir güzel yedikten sonra üşüyen ayaklarımı birbirine sürte sürte ısıtmaya çalışma girişimlerimin ardından tekrar uykuya dalmaya çalışıyorum ama nafile. Uyku ile uykusuzluk arasında gidip geliyorum. Uykusuzluk, dehidrasyon ve yorgunluk öyle bir bedenimi sarmış ki sürekli kafamın içinde tanımadığım insanlar konuşuyor gibi. Uyku ile uyanıklık arasında kaldığım bu yılbaşı gecesinde yanında olmadığım, olamadığım sevdiklerim kadar sermest olarak sabahı ediyorum.

Fotoğraf 6. Sırtta Bivak
Fotoğraf 6. Sırtta Bivak
Fotoğraf 7. Kızılkaya
Fotoğraf 7. Kızılkaya
Fotoğraf 8. Bivak noktasından Büyük Demirkazık
Fotoğraf 8. Bivak noktasından Büyük Demirkazık

1 Ocak 2024 Pazartesi

Bir şekilde sabahı ettikten sonra 07.00’da uyanıp termosta kalan son kahveyi de içtikten sonra botları çantadan çıkartıp kontrol ediyorum. O da sanırım benim kadar üşümüş olacak ki esneme belirtisi bile göstermiyor. Botları tulumun içine alıp güzelce sarıldıktan sonra birazcık da olsa açılmalarını beklediğim yarım saat boyunca Yedigöller platosunu ve Direktaş’ı izliyorum. Kış zamanı, kuş uçmaz kervan geçmez bu yerde sarıp sarmaladığım botlarla titreye titreye düşünürken ayrılma vaktinin geldiğinin farkına varıp hazırlanmaya başlıyorum. Saat 08.15’te harekete geçip sırt hattından 08.30’da Emler zirveye ulaşıyorum. 1-2 dakika bile beklemeden hızlıca alçalıp geçide, oradan da Karayalak Vadisinden debelene debelene inerek saat 11.00’da Sokullupınar’a varıyorum. Sonrasında ise arkama dönüp son kez bakıyor ve köye doğru inmeye başlıyorum. Yaklaştıkça toprak yumuşuyor, karlar azalıyor. Çamurlaşan yolda arada yine arkamı dönüp bakıyorum. Aklıma ayrılık geliyor, sevdiklerim geliyor. Nazım’ın o sözleri geliyor;

Ayrılık, zaman değil, yol değil; ayrılık, aramızda bir köprü. Kıldan ince, kılıçtan keskin.

Buradaki son anları şarkılarla, türkülerle geçip köye varınca birkaç eski dostla karşılaşıp sohbetlemenin ardından İstanbul’a doğru alışılagelen o yolculukların birisiyle harekete geçiyorum. Ayın ikisinde şehre adımımı atıp faaliyetimi sonlandırıyorum. Faaliyet öncesinde, sonrasında faaliyet boyunca arayıp soran, malzemesini paylaşan herkese teşekkürler.

Fotoğraf 9. Kayacık sırt hattında yükselirken
Fotoğraf 9. Kayacık sırt hattında yükselirken

Değerlendirmeler ve Notlar

  • Hava takibini çok önceden yapınız. 1 hafta boyunca kar yağmamasına rağmen bazı bölgelerde batak kar her zaman olabiliyor. Sıkı bir yağışın hemen ardında Kayacık batı yüzünde sorun yaşanabilir.
  • Rotanın kilit kısmı mantar kayadan yukarıda bahsetmeye çalıştım. Üç geçiş yöntemi var, hangisini kullanacağınız size kalmış.
  • Kış çıkışı denemek isterseniz öncesinde rotayı görmeniz iyi olabilir (Kayacık sırtına kadar).
  • Rota uzun, rota üzerinde bivaklamaya hazır olun. Kondisyonunuz kötü ise bu rotaya kışın kesinlikle girmeyin. Sağlamken bile çile çekiliyor, kötü bir kondisyonu hayal bile edemiyorum.
  • Şartlar çok iyiydi, çıkıp çıkamamak biraz hava durumuna ve dağın insafına kalmış gibiydi açıkçası. Bu konuda gerçekten şanslıydım.
  • Rota güzel, kışın birkaç kere dağa gittikten sonra hedefleyebileceğiniz bir rota olabilir.

Diğer fotoğraflar ve videolar için; https://drive.google.com/drive/u/0/folders/1XKgxXfyDDas3Gpg0ujjxKCTbxONqSUZn

Çağatay.

Fotoğraf 10. Bu işin içinde düşmekte var taşı (Mola taşı)
Fotoğraf 10. Bu işin içinde düşmek de var taşı (Mola taşı)