04/10/2013 Emler Klasik Tanıma/Aladağlar – Onat Ekin Kaplan, Cihan Andaç

Tarih: 04/10/2013

Ekip: Onat Ekin Kaplan, Cihan Andaç

Faaliyet Sorumlusu:

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota: Emler Klasik-Tanıma

Kullanılan Ekipmanlar: 1 bivak, 1 telsiz, 2 kask, North Face Çadır(eskilerden)

Hava Durumu:

Süre: —

Tırmanış Raporu:

1. Gün: 03.10.2013

Perşembe akşamı 22:30 otobüsüyle Niğde’ye doğru yola çıktık(Ulusoy Turizm). 09:30’da Niğde’ye vardık. Saat 10:00’da eski garajdaydık. Niğde garajında yemek ve malzeme kontrolü yapıp, eksik malzemeleri belirledik. Garajın yanındaki İlkbahar Lokantası’nda kahvaltı yaptıktan sonra eksikleri giderip 11:00 Çamardı minibüsüne bindik. 12:30 civarında köprüde indik. Salim Abi bizi karşıladı. Römorkta “Terra Anatolia” kamp alanına kadar gittik. Çanta – yiyecek – kıyafet ayarlamasından sonra 13:20’de kamp alanından diğer grupla (Gökhan Gülmez, Erdem Kocoğlu, Mert Altun, Melike Gözüm, Ertürk Karatatar) yürüyüşe başladık. Yaklaşık bir buçuk saat sonra Kapıyı geçtik. Kapıdan sonra bulutun içine girmeye başladık. Önceleri çok etkisi olmayan sis 2 saat sonra görüş mesafesini 40 – 60 m’ye düşürdü. Kapı’da yanımızdan geçen yüklü katırcı ve 2 katırının dönüşünde tekrar karşılaştık. Çelikbuyduran’a olan uzaklığı ve su durumunu sorduk. Patikadan devam edince 2 saatlik yol olduğunu ve suyun büyük ihtimalle donmuş olduğu cevabını aldık. Bunun üzerine su bulamama olasılığına karşı yanımızda yeterince su bulunmadığını bu nedenle dönüp dönmeme konusunda diğer grupla konuştuk ve dönüş kararı aldık. Cihanla ufak bir risk analizinden sonra diğer gruptan 1,5 lt su alıp tırmanışa devam etmeye karar verdik. Az eğimli bir düzlükte yürümeye devam ederken (18:00 – Görüş mesafesi 30 – 40 m) yol boyunca uzaktan gördüğümüz (katırların taşıdığı yüklerin sahibi) grupla karşılaştık. Rehberlerinden Çelikbuyduran’ın lokasyonu ve mesafesi konusunda bilgi aldıktan sonra tırmanışa devam ettik. Bu sırada sabahtan beri tek tük atıştıran kar, standart bir hızla yağmaya başladı. Havanın kararması, görüş mesafesi ve yağan kar sebebiyle ilk bulduğumuz kampa müsait noktaya çadırı kurduk. (19:00) . Yemek yiyip 20:00 gibi yattık. (Gece soğuktu, ikimiz de en fazla üçer saat uyuyabildik.)

2. Gün

05:30’da yarı uyanık halde alarmla beraber tulumlardan çıktık. Kahvaltı yapıp havanın aydınlanmasını bekledik. Gece yaklaşık 5 – 10 cm kar yağdığından kar erittik, böylece su sorunumuzu giderdik. 07: 00 gibi dün karşılaştığımız 5 kişilik yürüyüş grubu bizim çadırın yanına geldiler ve mola verdiler. Gruptaki bir elemanın sağlık sorunu sebebiyle bizim kampın bulunduğu noktadan dönüş kararı aldılar. 07:45 gibi acil durum malzemeleriyle beraber su ve yiyecek alarak çadırı terk edip tırmanmaya başladık. Bulutlar aşağıya çekilmişti. Üstümüzde açık hava vardı. 100m sonra sağ tarafımızda örülmüş taşlardan oluşan 5 – 6 kamp alanı (her biri tek çadırlık) gördük. Solumuzda Emler, sağımızda Kızılkaya yükselmeye devam ettik. Boğaza çıkmak için soldaki çarşağın daha uygun ve kestirme olduğunu düşünüp soldaki çarşaktan ilerledik. Giderek dikleşen rotada, giderek yükselen güneşin etkisiyle sık sık küçük taşlar düşmeye ve yuvarlanmaya başladı, bu nedenle çarşağın sağında bulunan kaya kütlesinin dibinden yükselmeye devam ettik. Açıkçası baya zorluydu. Zemin ufak taneli çarşak üstünde ince buz ve yer yer sert kardan oluşuyordu. Yaklaşık bir buçuk saatte bu etabı geçip Çelikbuyduran Geçidi(ya da Boğazı)’ne vardık. Yedigöller Platosu, Büyük Göl, Direktaş Kulesi oldukça güzel bir manzara içinde görülüyordu. Biraz çayla beraber ufak bir şeyler atıştırdıktan sonra direkt olarak boğazın Kuzey Batısında kalan çarşaktan yükselmeye başladık. Giderek artan bir eğimle karşılaştık. Boğaza çıkan çarşakta da olduğu gibi Cihan önde iz açarak ve ben artçı olarak devam ettik. Çarşakta tamamen yolun bize izin verdiği şekilde ilerledik. Bi süre sonra fazlaca sola doğru gittiğimizi gördük. Kar gittikçe derinleşmeye başladı(yer yer dize kadar batıyorduk). 12:30 gibi çıkabildiğimiz son noktaya vardık(tahminen Emler Sırtının güney ucu). Bir tarafımızda bulutların kapladığı Karayalak Vadisi ve ufukta görünen dağlar bir tarafımızda da Yedigöller Platosu ve Aladağların doruk noktaları vardı. Sırttan ilerlemek ekipman yetersizliğinden risk oluşturacağı için geri dönüş kararı aldık ve inişe geçtik. Önceden açtığımız izleri takip ettik ama yine de fazlaca zorlandığımız noktalar oldu. Çadıra ulaştığımızda Ertürk ve Mertle karşılaştık. Onlar zirveye doğru devam ederken biz çadırı toplayıp Sokullupınara doğru inişe başladık(14:30). 17:30 da “Terra Anatolia” kamp alanında diğer grubun çadırlarını gördük. 2 saat boyunca yemek ve sohbet sonrasında Mehmet ve Yücehan geldi. Geceyi geçirmek için Gökhan, Melike ve Erdem ile Ordos Dağ Evi’ne inmeye karar verdik(20:30). Cihan kampta kaldı. 1,5 saat sonra dağ evindeydik. DAG’dan Seyhan Abla bizi karşıladı. Girip direkt uyuduk.

3. Gün

Sabah 8 gibi kalkıp, sağlam bi kahvaltıdan sonra, yukarıdaki grup geldi. Eşyalarımızı ve dağ evini toparlayıp dik çatılı dağ evinde, Mehmet Oruç ve Oğuzhan Duran’ın Cimbar’dan dönüşünü bekledik. Geldiklerinde 16:15 gibi Niğde minibüsüne bindik. 17:30da Niğdedeydik. Yemek, çay faslından sonra, garaja gidip 19:30 aracıyla İstanbul’a döndük.(Ulusoy Turizm) Yolda jandarma araması oldu. Yaklaşık 3 saat köprü ve Alibeyköy trafiği yaşadık. 09:30 gibi otobüsten indik.

Değerlendirme:

Hava durumu beklediğimiz gibi değildi. Bu nedenle planladığımız Yedigöller, Eznevit ve Karasay ve Sematepe etaplarını gerçekleştiremedik. Çelikbuyduranda çevreye bakınmamıza rağmen bir kaynak göremedik. Emlere herhangi bir rota bilgimiz olmadan deneme yaptık ve yanıldık. Yine de çıktığımız son noktadan çevreyi çok net olarak algılayabildik. Planda olmayan kar yağışının faydalı olduğunu düşünüyorum. Emlerin kış denemesi için bir temel oldu. Fazlaca keyif aldım.

Onat.