05/08/2012 Emler-Karasay-Eznevit Klasik Tanıma/Aladağlar – Mehmet Boztepe, Aykut Kabaoğlu

Tarih: 05/08/2012

Ekip: Mehmet Boztepe, Aykut Kabaoğlu

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota: Emler-Karasay-Eznevit Klasik

Kullanılan Ekipmanlar: Husky çadır, Bivak, İlk yardım çantası, Kask

Rapor:

Eğitimi bitirdikten sonra artık kendi faaliyetimize gitmeli diyip Aykut la tanıma için Emler Karasay Eznevit zirveleri (tavsiyeler bu yönde oldu) için plan yapmaya başladık. İlk planımız cumartesi gecesi yola çıkmaktı fakat Umut ve Taylan ın Niğdeye gidecek olması planı bir gün önceye aldırdı ve 3 ağustos akşamı metro turizmin 20:00 arabasıyla yola koyulduk. 4 Ağustos Sabah 7 buçuk gibi Niğde ye varmıştık. Güzelce kahvaltımızı yapıp 9:30 çamardı minibüsüne bindik ve 10:40 da Salim abiyle buluştuk (Aykutla benim için tanışmaydı, sevdik valla). Hemen yola koyulup gelincik kayaların orda Aykut la ben indik ve yürümeye başladık, saat 11:30. Kapıya varana kadar pek bi anormallik görünmedi ama irtifa artışı Aykut u etkilemiş olsa gerek çok sık dinlenmeye başladı, soluk alışı çok hızlandı. Kaplumbağa hızıyla ilerlerken patikanın yolu gereksiz uzattığını düşünüp saçma bi yamaca girdik ve gereksiz yere enerjimizi harcadık. sonra tekrar patikayı bulup ayrılmamak üzere hafif yağışlı havada yürümeye devam ettik. Yorulduğumuzdan Çelikbuyduran kamp yerinin önümüze çıkan her tepenin arkasında olmasını umut ettik ama nafile. Son en dik yamacı çıkıp kamp alanlarını görünce Aykut a müjdeyi verdim. O da geldi ve çadırı kurduk, saat 17:10. Yorgunluktan çadırda uyuya kalmışım. Taylan akşam 8 e doğru arayıp uyandırdı. Sonra yemek yedik ve ardından sabah erken kalmak üzere uyuduk. 5 Ağustos Sabah 4:40 da uyanıp sağlam bi kahvaltıdan sonra 5:40 gibi serin havada Emler e doğru yola koyulduk. Aykut 1 gecede sanırım yüksek irtifaya biraz daha iyi adapte olmuştu ki dünkü kadar nefes nefese kalmadı. Kısa ve kolay bi çarşak yürüyüşünden sonra Emler zirveye ulaştık, saat 6:50. Zirve defteriydi, manzararaydı, bişeyler yemeydi, sağı solu öğrenmeydi falan derken 1 saati orda geçirdik. Yavaş ve kontrollü bir şekilde kamp alanına dönüp bişeyler atıştırdık ve güneşlendik. Fazla zaman kaybetmeden Karasay Eznevit için yola çıktık, 9:50. Kamp alanının hemen dibindeki kızılkaya geçidinden Karasay geçidine girme fikrine Aykut hoş bakmadığı için aşağı inip çarşaklı yamacı tekrar çıkmak zorunda kaldık. Çarşaklara yavaştan girerken emlerden uzakta gördüğümüz alçak bulut kümesi üzerimize geldi. Biraz daha hızlanıp yükseldik. Saat 10:50 de, sırta ulaşmıştık. Sis altında sırt yolculuğu tehlikeli olur diyip bişeyler atıştırarak dağılmasını bekledik. Kızılkayadan dönen Kayserili ekip sisin biraz zor dağılacağını söyledi. Bize daha kötü olmadan gidelim dedik. Karasay a doğru yürüdük. Karasay zirveyi bulmak kolay oldu. Biraz daha ilerleyip Eznevit e ulaşalım dedik ama yol gittikçe aşağı iniyorudu ve sisten dolayı ilerisi görünmüyordu. Bizde haritayı ve faaliyet raporlarını bir anda yalancı çıkarıp Eznevit i Karasay dan önce geçtiğimiz daha küçük bir zirve olacağını düşündük ve geri döndük. Çarşakların dibine ulaştığımızda yukarının gri bulutlar altında kaldığını gördük. İyi Eznevit i bulamamıştık. Kamp alanına 13:45 gibi erken bi saatte varıp geceye kadar yattık. 6 Ağustos Sabah 7 gibi uyanıp çadırda pinekleyerek havanın ısınmasını bekledik. 10da kampı toplayıp dönüşe geçtik. Görüş mesafesinin 5 metreye düştüğü yoğun sis altında katır pisliklerini ve belli belirsiz patikaları takip ederek güvenli bir şekilde kapıya ulaştık. Geçtikten 100 metre sonra havada açıldı ve artık bir yerleri görmenin mutluluğunu yaşadık. Gelincik kayalarını tam geçerkene yedigöllere faaliyete giden Umut ve Furkan la karşılaştık. Faaliyet hakkında kısa bi sohbetten sonra minibüse koşturduk. Niğdeye varıp malum yerde karnımızı doyurduktan sonra Aykut İstanbul a, bende Malatya ya doğru yola koyulduk. Faaliyet genel olarak yavaş yürümeli geçti, bu yüzden genel olarak kaplumbağa yürüyüşü olarak isimlendirdik. Eznevit e ulaşamadığımız için üzüldük biraz. Telsiz olsa iyi olacaktı. Dönüş, her şeyin yolunda gitmeyebileceğini gösterdi, iyi oldu.

Mehmet Boztepe