12/10/2007 Kaldı Doğu Sırtı/Aladağlar – Volkan Çakır

Tarih: 12/10/2007

Ekip: Volkan Çakır

Yer/Bölge: Aladağlar / Emli Vadisi, Güzeller Batı Buzul Çanağı

Rota: Kaldı Doğu Sırtı

Kullanılan Ekipmanlar:

Hava Durumu: Faaliyet boyunca hafif kapalı zaman zaman yağışlı seyretti. 

Süre:  –

Rapor

Bayramda beraber tırmanmayı planladığım herkes bir şekilde yan çizince tek başıma bir tırmanış planlamaya başladım. Kaldı güneydoğu sırt rotası ne zamandır aklımdaydı. Rota bilgilerinden III, III+ derece boşluklu sırt hattı tırmanışı gözüküyordu. Bu dereceyi free tırmanmak mümkündü ancak free iniş riskliydi. Klasikten inmek mümkündü ancak o zaman da
kamp yeri olan sulağan kelerden çok uzağa düşüyordum. Hafif ve hızlı tırmanabilmek için emniyet malzemesi almadan free tırmanmayı ve inişi klasikten yapmayı ancak zamanım kampa dönmeye yetmeyeceği için rota üzerinde uygun bir yerde bivak yapmayı planladım. Aynı tarihlerde Gürtepe tırmanışı planlayan diğer ekip arkadaşlarıyla sulağan kelere gidip kampı beraber atmayı planladık. Niğde ye giderken yolda Hakan Gürtepe yerine benimle kaldı ya gelmek istediğini söyledi. Ekibinin diğer üyelerinin de buna itirazı yoktu. Ancak ben bu tırmanışın solo planladığımı bir ekip gibi davranmak için biraz geç olduğunu belirttim. Ayrıca rotayı free planladığımı derecenin fazla olmamasına rağmen boşluk hissinin çok fazla olduğunu, rotaya
başladıktan sonra geri dönmenin çok riskli olacağını, emniyet malzememiz olmadığı için birbirimize yardımımızın olamayacağını ancak birer solo tırmanıcı gibi tırmanabileceğimizi söyledim. Tüm bu şartların kendisini olumsuz etkilemeyeceğini bu tırmanışı gerekirse benim belli bir mesafe arkamdan solo da olsa yapacağını belirtince tırmanışı beraber yapma kararı aldık. Sabah Niğde ye inip Çamardın a oradan da salim abiyle emli ormanına kadar vardık. Kamp yükünü yüklenip Sıyırma vadisine doğru seyredip akşama doğru sulağan keler e kampı attık. Sabaha karşı kalkıp zirve için hazırlanmaya başladık. 5 te sıyırma boğazına doğru yola koyulduk. Sıyırma boğazından sağa güzeller çanağına doğru yükselmeye başladık. Çanağın
sağında kaldı doğu duvarının önünde güneye doğru bir vadicik yükseliyor (hatta sona doğru bir kulvar kadar daralıyor). Bu vadiciğin sonunda ki rotanın başlayacağı V çentiğe geldiğimizde saat 8 olmuştu. Biraz dinledikten sonra rotaya girdik. Başlangıç gayet rahattı III derece kayada hızlıca yükseliyorduk ancak kaya yapısı çok çürüktü ve tuttuğunuz kayaya yük vermeden önce iyice kontrol etmek gerekiyordu. 100 metre kadar yükselmiştik ki sırt hattından biraz sağa, doğu duvarına doğru kaydığımızı fark ettik çünkü artık önümüzde IV derece ve üstü pasajlar vardı .. Bunun üzerine sola sırt hattına doğru biraz zorlayıcı III+, IV- derecelik 20 metrelik bir bölümü tırmanarak tekrar sırt hattına çıktım. Yer yer bıçak sırtı gibi keskinleşen sırt hattı yükseldikçe boşluk hissini artmasıyla iyice eğlenceli olmaya başlamıştı. Sırt hattının üzerinde Hakanı tam göremediğim bir noktada yanıma gelmesini beklemeye başladım. Zaman geçiyor fakat hakan bir türlü gelmiyordu. Konuştuğumuzda tam benim noktadan gelmediğini girdiği yerin zorlaştığını biraz zaman alacağını söyledi. Yarım saat kadar sonra tıkandığını daha fazla yükselemediğini geri ineceğini söyledi. Bayağı bir geri indikten sonra sırt hattını kaçırdığımız noktadan tekrar sırt hattına girip yanıma doğru yükseldi. Ancak bir önceki uğraştığı etap psikolojisini hayli bozmuştu birde sırt hattının boşluk hissini görünce devam etmek istemediğini söyledi. Dönmenin daha riskli olduğunu devam etmeye çalışmasını söyledim. Rotanın başında olduğumuzu devamının uzun olduğunu sonunu getiremeyeceğini söyledi. Bende ısrar etmekten vazgeçtim gerçektende daha 400 metre irtifa ve gittikçe artan boşluk hissi vardı. Saat 10 olmuştu ve Hakan aşağı doğru inerken bende hızlıca tırmanmaya başladım. Sırt hattı ara ara genişliyor ve slab kaya etaplarına dönüyordu. Yinede boşluk hissi çok kaybolmuyor
sağımda ve solumda 300 metrelik uçumlarla keyifli bir tırmanış oluyordu. Hızımı iyice arttırmış hatta nerdeyse koşuyordum çünkü hava iyice kapamış neredeyse yağdı yağacaktı. Islak kayada tırmanmak hiç eğlenceli olmayacaktı. Saat 12 de yağmur yemeden zirveye vardım. Zirve babasının orada deftere bakınırken gözüme beyaz bir şey ilişti. Bu üzerinde yazılar olan
bir parça tuvalet kâğıdıydı. Benden bir saat önce klasik rotadan zirveyi yapan Ahmet ve Hakan Balaban bulamadıkları defter ve bir parça kâğıt yerine zirvede olduklarına dair tuvalet kâğıdı bırakmayı uygun görmüşlerdi (zirve hırsı diye buna derim). Hatta inişte karşılaştığımızda bana arkasına da sen yazsaydın abi muhabbetine sapıksınız olum siz diyerek geçiştirdim. Yalnız bu noktada bir sorunum daha vardı. Hava iyice kapatmış ve görüşü tamamen kaybetmiştim. Zirveye doğru gelen kılçıklarda hangisinin klasik rotaya gittiğini bulmam gerekecekti. Haritadan ve daha önce GPS e yüklediğim yakın zirve koordinatlarıyla karar verdiğim doğru olduğunu ümit ettiğim bir kılçıktan alçalmaya başladım. Kaldı klasiğin ünlü kılçığını bitirip yamaç aşağı doğru alçalmaya başladığımda havanın biraz açılmasıyla nihayet top sahasını gördüm. Top sahasında biraz mola verdikten sonra oyalanmadan hızlı bir şekilde inişe başladım. Tabii bivak olayı yalan olmuştu çünkü Hakan a inişte bir şey olduysa benden başka haber verecek kimse yoktu artık ne kadar sürerse sürsün kampa dönüp Hakanın iyi olduğunu görmeliydim. Saat 18 gibi koca dölekteydim. En son ama en öldürücü bölüm kalmıştı tekrar sulağan kelere tırmanmam gerekiyordu. İyice düşen tempomla saat 20 de kampa vardım. Beni kampta gür tepeden de vazgeçerek dönen tüm gün yatıp dinlenmiş hakan ve diğer ekip bekliyordu. Hakan çok zorlanarak ta olsa sağlam bir şekilde inmeyi başarmıştı. Böylece zirve çıkışını ilk başta planladığım
gibi free solo bir şekilde 15 saatte nerdeyse tüm güney sektörü tavaf ederek (ya da bana öyle geldi) bitirdim. Ertesi gün inişi yapıp İstanbul a doğru yola koyulduk.

Volkan Çakır