20/07/2010 Direktaş Kuzey Duvarı Cambridge Rotası/Aladağlar – Gökay Bıyık, Umut Gökdeniz

Tarih: 20/07/2010

Ekip: Gökay Bıyık, Umut Gökdeniz

Faaliyet Sorumlusu:

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota: Direktaş Kuzey Duvarı Cambridge Rotası

Alınan Malzeme:

2×50 m yarım ip (Mammut): Durumu iyi

Takoz ve friend seti: Çek mallarından bir orta boy friend düştü, diğerlerinde sorun yok.

Sikke: Kilit etapta yusufla çakılmış yaprak sikke, artçı tarafından kafası kırılana dek çıkarılma umudu taşıyordu. Artık rotanın malı.

8x 16’lık ekspress: Durumları iyi

2×60’lık ekspress: Kapıların ve perlonların durumu iyi

Husky Çadır: Durumu iyi

Çekiçler ve kilitliler: İyi

Kullanılan Ekipmanlar:

2×50 mm yarım ip

Orta boylar ikişerden Takoz ve Friend setleri (büyük boylar alınmadı)

7-8 sikke

4 HMS, 7 kilitli karabina

8×16 cm, 2×60 cm ekspress, 3-4 adet 60 cm, 2 adet 1.5m, 1 adet 3 m perlon

2 Çekiç

Hava Durumu:

Süre: 9 Saat

Tırmanış Raporu:

Yıllar önceki ilk faaliyetimde gitmeyi umduğum, ancak o günden beri sadece çevresindeki bir kaç zirveden görebildiğim Yedigöl Yayla’ya nihayet gidebilecek olmanın mutluluğu içerisinde pazar akşamı otobüsümüze bindik. Sabah 9.30 Çamardı’ya inip, köprüde Salim Abi’yle buluşup, Sokullupınar’a kadar gittik. Saatlerimiz 12.30’u gösterirken Karayalak’a doğru yola çıktık. Bu yolu sadece kışın geçtiğimi kapıdaki çarşakta yükselirken fark ettim. Kışın iniş ve çıkışın, derin/toz kara ne kadar küfretsek de çok daha rahat olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Beklenen aşırı sıcağı zaman zaman gelen bulutlar ve durmadan eser rüzgarla atlattıktan sonra 40 dk sonra kapıya ardından toplamda yaklaşık 5 saatlik bir yürüyüşle Yedigöl’e vardık. Arada verdiğimiz 45 dk’lık iki molayla toplam 7 saat süren bir yol oldu bu. Hava kararmak üzere olduğu için Cem’i ve çantaları bırakıp biraz gidip rotayı kestik. Dönüp kamp kurma-yeme-içme faslında sonra uykuya daldık. Sabah 8’de uyanıp hazırlandıktan sonra kamptan yaklaşık 30 dk’lık bir yürüyüşle 9.30da rota dibine vardık. Baştan söylemek gerekiyor ki rotada çürüklük çok fazla. İp boyları kolay ve geniş zeminde ilerlese de, duvarın çürüklüğü ve zemindeki kaya üzeri çarşak nedeniyle duvardan uçarak uzaklaşma ihtimali çok yüksek. Ayrıca rota bir rampa olsa da, ip boylarının genelde 25-30 metrelik bir kısmını görüyorsunuz, yükseliyor ardından uzun sağa traversler atıyorsunuz. Bu da rotayı kesme imkanını azaltıyor. Biz normalde 5 ip boyu olabilecek rotayı sürekli 25-30 metre gittiğimiz için 11 ip boyuna çıkardık. Bu da güvenli ancak yavaş bir tırmanış oldu. Travers kısımlarını ip açmadan gitme imkanı var, diğer türlü muazzam ip sürtünmesine maruz kalınıyor ya da bizim gibi yavaşlamak gerekiyor. İlk ip boyunda ip açmadan 15 m. kadar yükseldikten sonra karşımıza çıkan IV civarındaki bir baca altında kaya ayakkabılarımızı giydik. Burayı soldan pas geçip, yukarıdaki ikinci IV civarındaki bacadan yükselerek ilk ip boyunu bitirdik. Burada rota sağa dönüyor. III derece kaya üzeri çarşaklı, genişçe ve yatık bir yüzeyin altında bir friend bir sikkeden oluşan ilk istasyonu kurup yükseliyoruz. Rotanın yarısından ip inişi yapmış olan bir ekibin bıraktığı sikke ve perlonlar bizi ilk olarak burada karşıladı. Ancak biz kendilerine hiçbir ip boyunda dokunmamayı tercih ettik. İkinci ip boyu ise yine çürük ve III derecelik bir etap. Burada bir bacaya girmeye çalışan Umut ip yetmediği ve sağlam bir istasyon bulamadığı için yaklaşık 15 m alçalıp bir daha istasyon kurdu. Üçüncü ip boyu ise yine aynı çürüklükte bizi bekliyordu, IV-lik bir hamleden sonra yukarıdaki bacaya doğru yükseliyorum. Ancak ip yine yetmeyeceği gibi bir de sürütünüyor. Çakılı bir sikkenin olduğu sağ yüzeyde bir sikke ve takozdan istasyon kuruyorum. Dördüncü ip boyunda soldaki çürük IV+ yüzeyden yükseliyorum. Buranın geniş setle buluştuğu yerde tuttuğum elime gelmesin diye daha sağdaki sağlam yüzeyde bir iki V-‘lik hamle yapıp sete çıkıyorum. Setin en sağındaki slab ortasındaki çatlak olan yüzeyin altında iki sikke ile istasyon kuyuyorum. Burada, harcadığımız zaman ve rotada bahsi geçen kar çanağını hala görmeyişimiz beni biraz endişelendiriyor. Doğru yolda ancak biraz yavaş olduğumuzu anlayınca hızlanma kararı alıyoruz. Beşinci ip boyu rotanın gizli kilidi. Muhtemelen ilk(Ö. Tüzel) ve ikinci(T.Fındık) rota tariflerinden sonra rota girişinin bayağı dökülmüş olmasıyla yaklaşık 5 metrelik tamamı çürük ve negatif, V’lik hamlelerin olduğu bir girişin ardından 15 m’lik slab yüzeyin ortasındaki çatlaktan yukarıdaki sete ulaşıyorsunuz. Umut toplamda 30 m yükseldikten sonra, iletişim sıkıntısı nedeniyle ipin bittiğini sanarak bir istasyon daha kuruyor. Bu set, bizi sağa 25 metrelik bir çarşaklı travers olan altıncı ip boyu ile kar çanağına giden slabın altına ulaştırıyor. III/IV- derecelik sağlam ve emniyet imkanı olan slab yüzeyden yükselerek yedinci ip boyunu bitiriyoruz, kar çanağını ve meşhur karı görüyoruz. Çanağın öbür tarafındaki çatlaklı yüzey bana gelin dese de çarşağın hemen 5-6 metre altınızdan akarak boşluğa uzanması temkinli geçmenize neden oluyor. IV-‘lik çatlağın yarısına geldiğimde Umut 10 metre diyor ve ben yine bir istasyon kuruyorum. Sekizinci ip boyu ne olduğunu anlamadan böylece bitiyor. Bundan sonra ipi sonuna kadar açma parolasıyla yola koyuluyorum, kilit ip boyunu hala görememiş olmanın sıkıntısıyla yükseliyorum. Dokuzuncu ip boyu emniyet imkanı bol, dik, kulvarımsı, IV derece civarında bir etap ve tırmanış boyunca en zevk aldığım kısım oluyor. Hızlıca yükselirken bir ara sağa doğru uzanıp yaklaşık 300 mlik boşluğu şöyle bir kesip yoluma devam ediyorum. 50 m sonunda bir takoz ve sikkeden istasyonu kuruyorum. Buraya kadar her iki etapta bir ip boylarını değişiyoruz. Ancak kilit öncesi Umut giderken ben dinlenmek istiyorum. Onuncu ip boyu bir öncekinin tekrarı gibi, bu ip boyuyla nihayet kilidin altına geliyoruz. Kilit ip boyu olan onbirinci ip boyu dik, 2 kez negatiflerle kesilen dik bir yarım baca. İlk negatifin altına geldiğimde çürüklük beni benden alıyor. Burada çatlağa girmektense yüzeyden baca tekniği ile yükseliyorum. Hamleler V- civarında. Bir sonraki negatif ise bacanın sonunda. Çatlak çürük ve negatif, ve üst kısmı hiç hoş değil. Sol taraftaki yüzeyde ise güzel tutamaklar var ve çatlağın üzerine çıkmak için sizi dışarı atan atletik hamlelere ihtiyaç duyuyorsunuz (beta veriyorum: iki parmağın rahat girdiği delik var yukarıda denge için :D). Burada V+’lik bir iki hamle yapmak zorunda kalabilirsiniz. Kuleden ayrılmadan bir baba ve takozdan istasyon kuruyorum çünkü buradan 90 derece dönüp batı yüzüne girmek gerekiyor. Buradan II/III’lük yüzeylerden biraz yukarı ve sağa doğru gidiyoruz. Daha da sağda aşağıya doğru uzanan bir çarşak kulvarla buluşup, zirveye doğru III’lük etaplardan 80-90 m daha yükselip zirveye 9 saatin ardından varıyoruz. Ekspedisyon tadında geçen 400 m’nin bıkkınlığı ve tadsızlığıyla, bir 15 dk dinlenip klasik rotadan inişe geçiyoruz. Zirveden kabaca kestiğimiz kulvarlardan hava kararmaya yakın yapılması gereken 2 ip inişini de yapıyoruz. Son ip inişinde bele inildiğinde ip inişine devam etmeden alçalmak daha mantıklı. Düşündüğümüz gibi ipimiz belden sonra akmayıp sıkışmayı tercih etti. 2.gün benim için dinlenme, Hacer’e doğru yürüme, rota kesme, çiçek böcek fotoğrafı çekme havasında geçti. Üçüncü gün için planladığımız dihedral rotasından vazgeçip erkenden kampı toplayıp dönüşe geçtik. Aklım duvarda kalmadı değil.

Gökay Bıyık.