04/08/2015 Güzeller, Lahitkaya Tanıma/Aladağlar – Hüseyin Çelik, Dorukhan Kellecioğlu

Tarih: 2015-08-04

Ekip: Hüseyin Çelik, Dorukhan Kellecioğlu 

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota:Güzeller Lahitkaya – Tanıma

Kullanılan Ekipmanlar:

Hava Durumu:  –

Süre:  –

Detay

Bayramda gitmeyi planladığımız tanıma faaliyetini ani apandisit ameliyatım sebebiyle 2 hafta ertelemiştik. 1 Ağustos Cumartesi akşamı 23:10 Metro Turizm otobüsüyle yola çıktık. Muavinle biraz atışıp tartıştıktan sonra ben arkadaki boş koltuklarda sere serpe uyudum, Hüseyin’e de benim boşalttığım yerle beraber iki kişilik koltukta uyumak kaldı. 9.30’da Niğde yeni otogara ancak vardık. Oradan hızlıca eski otogara geçtik ve saat 10.00’daki Çamardı minibüsüne yetiştik, onu kaçırsak bir sonraki 12.00 ya da 13.00’mış Pazar günleri. Salim abide 15dk oturup kiraz yeme, sohbet muhabbet fasıllarından sonra 11.15 gibi Salim abi ve eşi bizi jeeple Emli ormanının sonlarına doğru bıraktı. 12:15te Sulağankeler’den yürümeye başladık Oğuzhan, Mert, Ceyhun üçlüsüyle buluşmayı hedefleyerekten. Böyle çok açık seçik bir patika bulamadık bodoslama girdik ormanın içinden ne de olsa aynı vadide ilerliyoruz kafasıyla, biraz in çık yapmak zorunda kalmışız Kocadölek’e kadar onu fark ettik dönüşte patikayı görünce. 12:40 gibi Kocadölek‘te ZirveDAK ekibiyle karşılaştık, genci yaşlısı bir 10 kişi civarındaydılar. Lahitkaya yapıp dönmüşler ve toplanıyorlardı. Ayaküstü konuşup bizimkilerin haberlerini alıp devam ettik. Güzellerde buz olduğunu kazma kramponsuz olmayacağını, Lahitkaya’nın da hafif bir yürüyüşten ibaret olduğunu onlardan öğrendik. Başta bahsettiğim gibi ana patikayı bulamamışız, bu olayı Sulağanlekelere kadar sürdürdük, fakat dönüşte iyi ki patikayı takip etmemişiz dedirtti bize, saçma bir çarşakta tırmanmaktan ve sürekli in çık yapmaktan kurtulmamızı sağlamıştı patika ve vadi tabanı arasında gözümüzde kestirdiğimiz bir rotadan yürümek. Benim ameliyat sebebiyle uzun süredir evde yatıyordum hatta dikişlerim alınır alınmaz faaliyete gittim diyebilirim. Bu süreç içinde kondisyondan oldukça kaybetmiş olacağım ki, Hüseyin’e zor yetiştim, nabzımı kontrol etmekte zorlandım. Güneş altında yorucu bir yürüyüş sonrası 14:30 civarı Sulağankeler’e ulaştık ve 1.GTTFAF ekibini yakaladık. Patikadan gelmediğimiz için onlar için de bizim için de şaşırtıcı oldu, tam kamp attıkları alanın altındaki duvardan sürpriz yumurta edasıyla fırladık. Yanımıza kerteriz alabileceğimiz bir pusula almayı unuttuğumuz ve patikayı da takip etmediğimiz için yer şekillerine göre nerede olduğumuzu kestirmeye çalışıyorduk, iyi de hesaplamışız ki tam yanlarında beliriverdik. Önceki konuşmalarımızda o gece beraber kamp atacağımızı konuşmuştuk ama vardığımızda onlar toplanmış inişe geçmeye hazırlanıyorlardı. Güzeller’i yapıp inmişler ve geri dönüyorlardı. Güzeller’in zorlayıcı olduğunu birkaç düşüş yaşadıklarını dizlerini çok yorduklarını belirtip bizim de bu tarihte bir tanıma faaliyeti olarak Güzeller’i yapmamamız gerektiğini söylediler. Rota, su ve mağara hakkında bilgi ve kerteriz alabileceğimiz bir pusula alıp vedalaştık. 15dk da onların kamp attığı noktada oturup bir şeyler atıştırdıktan sonra bivaklamak için seçtiğimiz mağaraya çıktık. Çıkış için eğim bayağı sertti, yükümüz de sırtta olunca çarşakta sürekli kaydık. Hatta ben bir kere kayıp elimi biraz kestim. Fakat beklediğimizden iyi bir yer bulduk. Tam bir mağara sayılmaz, büyükçe bir kovuk gibi bir yer ağzı açık ama şiddetli rüzgar olmadığı sürece yağıştan korur. 2 kişi rahat hatta sığıyor 3 kişi bile yatılabilir. Saat geç olduğu ve iyice yorulduğumuz için dinlenmeye karar verdik. Bu arada Aykut’u arayıp sorunsuz vardığımız konusunda bilgilendirdik ve Güzeller hakkında önceki ekibin söylediklerini iletip fikirlerini sorduk. Aykut dikkatlice ve sabah erkenden Güzeller’i denememizi söyledi. Dinlenip bir şeyler atıştırdıktan sonra hem suyu almak hem de etrafı tanımak amaçlı 1saatlik bir yürüyüş yapıp mağaraya geri döndük. Yemek yiyip, yolda topladığımız adaçaylarını demledikten sonra 9.30 gibi yıldızlı bir gökyüzü manzarasında bivak açmaya bile gerek duymadan uyuduk. Sabah 4:30 gibi uyanıp 5:15’de yola çıktık. Yine patikayı takip etmeden yürümeye karar verdik, patikanın götürdüğü yol yine biraz in çık yaptırıyordu biz mühendis kafasıyla nasıl daha az izohips eğrisi kesmeden gideriz hesabı yaparak ilerledik. 6:00 sularında Güzeller bati çanağına girip 7:00 gibi güzeller girişinin dibindeydik. Kulvara kenardan yaklaştık böylece buz olan kısmın yarısından fazlasını geçmiş olduk. Ordan sonra ya duvardan devam edecektik ya da kulvara girecektik, kramponları giyip kazma krampon devam etmeyi tercih ettik. Kar durumu sorun yaşatmadı ve hızlı hızlı yükseldik. 15-20 metre yükseldikten sonra kulvar iyice daralmıştı ve tam geçişte 3 metre civarı kar bloğunun altının boşluk olduğunu gördük. Cokme riskini düşünüp üzerinden geçmedik. Rota hakkında eksik bilgiye sahip olduğumuzu orda fark ettik ve Aykut’u arayıp rota hakkında biraz bilgi aldık ve çıkarsak ne kadar sürede zirve yapacağımızı, inerken oluşacak kar durumunu tahmin etmeye çalıştık. Oğuzhanlar’dan aldığımız inerken kar durumu kötüleşmişti çok zorlandık, düştük bilgisi de kulaklarımızda çınlamaya başlamıştı. Durum değerlendirmesi yapıp devam etmeye karar verdik. İnce kar tabakasını atlamak için 08:10 civarında kramponları çıkarıp duvardan devam ettik. Böylece Tıkaçkaya’yı da yanından geçmiş olduk soldan buz kulvar sağdan ise kayaların arasından bir çarşak devam ediyordu. Hem krampon takmamak hem de daha güvenli olacağını düşündüğümüz için çarşaktan devam ettik. Sağdan giden çarşak sonlanınca soldaki kulvara geçiş yapıp kramponları taktık. Sakin sakin, sorunsuz yükseliyorduk. Sırt hattı görünüyordu ama ne kadar sürede oraya ulaşacağımız tahmin edemedik, sırttan sonra da zirve için ne kadar süre harcayacağımızı bilemedik. Girişteki kar tabakası güneş almaya başladığı için dönüşte sıkıntı yasamamak adına inişe geçtik. İndiğimizde saat 10 olmuştu. Acemiliğimizden dolayı sürekli durum değerlendirmesi yaptık ve çok zaman harcadık bu sebeple geç kalıp, biraz da önceki günkü değerlendirmelerin korkusuyla Güzeller’i yapamamış olduk. İnişte bütün yolu kazma krampon indik ve sıkıntı yaşamadık, sadece ince buz tabakasına buz üzerinden geçmemek için kramponları çıkardık. Kulvar sonunda mola verip bir şeyler atıştırdıktan sonra Güzeller batı çanağını boydan boya geçip Lahitkaya’ya tırmanmaya başladık. Çanağın ortasında güzel bir su kaynağı bulup sularımızı doldurduk ve Lahitkaya için büyükçe kayaların üzerinden yükselişe geçtik. Rota başta ufak bir yükselişten sonra zaten yan yan hafiften yükselerek ilerliyor. Pek bir derdi yok fakat biz tüm Güzeller çabalamasının ve sıcağın zorlamasıyla biraz yorulduk ve zorlandık açıkçası. Önce bir sırt hattına geldik orasını zirve sandık ama biraz daha ilerleyince daha küçük bir sırt hattının ilerlediğini gördük, orada bir in çık yapıp zirveye ulaştık. Zirve’de keyif yapmak için yanımızda mat taşımıştık, onu açtık. Zirve defterini okuyup güzelce beslendik, buz gibi suyla doldurduğumuz şişelerden birine toz Dr.Oetker Ice Tea yapıp içtik. Bir süre daha zirvede uzandık ve defteri inceledik, sonrasında notumuzu bırakarak inişe geçtik. Hızlı bir iniş oldu fakat dizlerimizi oldukça yordu, hatta ben tüm dönüş boyu dizimi eğip bükerken acı çektim. Sulağankeler’de sularımızı tekrar doldurup mağaraya ulaştık. Sabah 8.30 gibi yola çıkmak üzere uyandık ve hazırlandık, yola çıkarken Salim Abi’ye haber verdik. Hızlı bir inişin ardından tam olarak aynı anda buluşma noktasında denkleştik saat 10.15 gibi. Salim Abi direkt Çamardı’ya attı bizi oradan Niğde otogar ve dönüşü gerçekleştirdik.