15/07/2016 Emler, Karasay, Eznevit Klasik Tanıma/Aladağlar – Aysun Demirel, Semih Sakarya

Tarih: 2016-07-15

Ekip: Aysun Demirel, Semih Sakarya

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota: Emler, Karasay, Eznevit tanıma

Kullanılan Ekipmanlar:  Çadır, 2 kask, bivak

Hava Durumu:

Süre:

Detay

14 temmuz perşembe akşamı 20.00’da ben Denizliden, Semih İstanbul’dan olmak üzere yola çıktık. Ben sabah 6’da Niğde otogara geldim, eski terminale geçtikten sonra Semih’in gelmesine vakit var diyerek kahvaltı yapmak için ilkbahar lokantasına gittim. 7 buçuk gibi Semih geldi, o da bir şeyler yedi ve 9.30 Çamardı minibüsüne bindik. 10.40’ta Demirkazık köprüsünde Salim abi ile buluşup tanıştıktan sonra yola çıktık. 11.50’de gelincik kayalardan yürümeye başladık. 13.00’da kapıdaydık. 20 dakika moladan sonra devam ettik. Sık ve kısa nefes molaları dışında büyük bir mola vermeden durmadan devam ettik. 17.20’de Çelikbuyduran’a geldik. Biraz rüzgarlıydı, çadırı kurarken biraz sıkıntı çektik çünkü kazıklar yere girmiyordu. Biz de etraftaki taşları kullanarak sorunu çözdük. Biraz dinlenip yemek yedikten sonra 9 gibi hiçbir şeyden haberimiz olmadan uyuduk.Sabah alarmlarımızı 4’e kurduk ancak havanın hala kapalı olduğunu görerek 4.30’da uyandık. Uyandık fakat haberleri duyunca şok yaşadık. Dağa gelmek için ne de güzel zamanlama! İkimizin de telefonu doğru düzgün çekmediğinden gece gelen mesajlarla yetindik. Yapacak pek bir şeyimiz olmadığından 5.40’ta Emler için yola çıktık. 7 de zirveye vardık. Biz çıkarken bir grup da Yedigöller tarafından geliyordu. Yukarıda telefonlaşmanın ardından fotoğraf çekip deftere gündemle ilgili notlar da düştükten sonra 8’de inişe geçtik. Çadıra 8.45’te gelip bir şeyler atıştırdıktan ve biraz dinlendikten sonra 10.10’da Karasay için yola çıktık. Yavaş yavaş Karasay geçidine doğru yükseldik ve sonra sırttan yürüyerek 12.20’de Karasay zirveye vardık. Burada da deftere durumları yazıp fotoğraf çekip hatta iki tane “geyik”olarak adlandırılan dağ keçisi gördükten sonra Eznevit’e doğru baktık. Baktık bakmasına ama yol biraz gözümüzde büyüdü. Patikalar çok aşağıya iniyordu, alternatif olarak Eznevit’ten bir önceki tepede sırttan yürüyerek Eznevit’e ulaşabileceğimizi düşündük. Daha önceki bilgilerimizden ve Karasaydan gördüklerimize dayanarak sırtta da bir patikanın olduğunu düşündük. 13.00’da Karasaydan çıktık. Ancak Semih biraz ilerleyip sırtın devam etmediğini, oradan geçemeyeceğimizi söyleyene kadar. Biraz daha aşağıya inip devam edebilir miyiz diye baktık ama yine çok inmemiz gerekiyordu. Durum değerlendirmesi yaptık ve yeterli suyumuz, vaktimiz olmadığı için biraz hayal kırıklığıyla kampa dönüş yoluna çıktık.. 17.00’de kampa geldik. Vaktimiz yetebilirmiş ancak ben soğuk algınlığımdan dolayı surekli öksürük krizine girdiğimden suyumuz kamp alanına kadar bile zor yetti. Erkenden yemek yedik ve yattık. Ben yine pek uyuyamadım ve 3.40’ta uyandım zaten alarm da 4’te çalacaktı. Niye o kadar erken kalkmak istedik hiçbir fikrim yok. Ama inişi sıcak olmayan sabah saatlerinde gerçekleştirdiğimiz iyi oldu. 5.45’te iniş için yola çıktık. 8’de gelincik kayadaydık. Bu kadar hızlı ineceğimizi düşünmemiştik. Önceki gün çok yorulunca Salim abiyi arayıp dönüş için de bizi bırakmasını rica ettik. 9 gibi bizi aldı ve köprüye bıraktı 9 buçukta çamardı’dan çıkan minibüs bizi 9.50’de köprüden aldı ve Niğde’ye vardık. Yemek yedikten sonra saatin daha 12 olduğunu görünce son 3 günün en zor kısmı başlamıştı, Semih’in otobüsü akşam 7’de benimki ise 8’deydi. Çantalarımızı İnan ve Süha turizmin bürosuna bırakıp yakındaki öğretmenler parkına oturduk. Oturduk ama 6 saat kadar hiç kalkmadık. Dışarısı oldukça sıcak ve olaylar sebebiyle kalabalıktı. Sürekli gazoz, su, limonata içip acaba bizi ne zaman kovacaklar buradan diye düşündük. Daha sonra servise binip otobüslerimizle yola koyulduk.

Tanıma açısından faaliyetimiz verimli geçti.

Fotoğraflar:

https://drive.google.com/folderview?id=0BxYNlZrTa6e_UDFUbFpqRmc2ZWM