03/12/2016 Volfram,Diagonal/Uludağ – Zeynep Oğuzhan, A. Dilşad Dağtekin, Ahmet Server Çetinel, Aysun Demirel

Tarih: 2016-12-03

Ekip: Zeynep Oğuzhan, A. Dilşad Dağtekin, Ahmet Server Çetinel, Aysun Demirel

Yer/Bölge: Uludağ/Bursa

Rota: Volfram / Diagonal

Kullanılan Ekipmanlar:  3 çift teknik kazma, 1 çift yarı teknik kazma, 4 kask, 4 krampon, 60 metre yarım ip, bivak, çadır, 2 kemer, 1 picket, 2 HMS, 3 kilitli, 4 leash, 2 60’lık ve 1 120 perlon, ilk yardım

çantası

Hava Durumu:

Süre:

Detay

HAVA DURUMU
11 Mart Cumartesi : Az rüzgarlı ve kapalı, sabah ve akşam az yağışlı

12 Mart Pazar : Yağışlı ve kapalı

PLANLANAN FAALİYET
11 Mart Cumartesi : 08.30 İstanbul/Sirkeci’den Budo’ya biniş, 10.00-10.30 arası Mudanya’ya varış. Mudanya’ya vardıktan sonra F3 ile Teleferik’in Teferrüç durağına 11.30’da varış. 12.15 Uludağ/2. Oteller Bölgesinde iniş, 12.30 telesiyeje biniş ve 13.00 Kuzey Çanağı’na varış. 14.00 rotaya giriş, 15.00 zirve, 16.00 eşyaların yanına dönüş ve telesiyejle 2. Oteller bölgesine geri dönüş. Tekrar teleferik, F3 ve 21.30’daki Budo üçlüsüyle İstanbul/Sirkeci’ye 23.00 sularında dönüş. Fakat, aşağı inememe olasılığına karşı, geceyi Volfram’a çadır atarak geçirme düşüncesi de plana dahildi. (Bu noktada rotaya girerken çadırı kurmadığımızı, telesiyeje yakın tekrar bulabileceğimiz bir noktaya eşyaları bıraktığımızı belirtmeliyim.)

UYGULANAN FAALİYET
11 Mart Cumartesi sabah 08.30’da İstanbul/Sirkeci’den Budo’ya bindik. Bu arada, Budo biletleri 1 gece önce Budo seferi+F3 otobüsü(Budo Mudanya İskele-Teleferik Tereferrüç durağı arası çalışan otobüs)+teleferik içerek şekilde kişi başı 60 liraya almış idik. 10.00 sularında Mudanya’ya vardıktan sonra 2-3 dakika içinde F3’e yetiştik, 11.00-11.30 arası teleferiğe varmıştık. 12.15 teleferikten inip telesiyeji bulma yollarına başvurduk. Ben teleferiğin hemen çıkışında duran Jandarma arabasına yaklaşıp telesiyejin yerini sordum, sağ tarafta demeleri üzerine görüş alanımızdaki telesiyeje yürümeye başladık. 12.35 telesiyeje vardık. Kişi başı 10 lira vererek telesiyeje bindik fakat yolda Aysun’la kuzey çanağının bariz bir şekilde solumuzda kaldığını baya tedirginlikle fark ettik. Tepede indikten sonra, Dilşad ve Ahmet’in de gelişiyle Gökçe ve Aykut’u arayarak ne yapalım diye sorduk. Çok mantıklı bir şekilde aşağı inin demeleri üzerine geri indik. Bu noktada saat 13.00’ı geçiyordu. Çeşitli telaşlanmalara çok mahal vermeden 2. Otellerdeki hepimizin aşina olduğu diğer telesiyeje yürüdük, bu sefer kişi başı 15’er lira vererek (ayrı işletmelermiş, meh) yola devam ettik. Volfram Madeni’nin yakınında telesiyejden indiğimizde saat 14.00 idi. Telesiyeje çok yakın bir noktaya çantaları bırakıp, birkaç bir şey atıştırdıktan sonra rota için hazırlanmaya başladık. Yola koyulduktan biraz sonra Dilşad’a bivağı çantandan çıkardın mı sorum üzerine bivağı almadığımız ortaya çıktı. Fakat geri dönmedik ve çanağa ilerledik. 15.30 dolaylarında çanağa girmiş kramponlarımızı giyiyorduk, bu sırada bir krampon çantası rüzgara kapılarak kayıplara karıştı (malzemeciler üzgün). Çanak girişinden kulvar başına yürüyüşümüz tempoluydu, karın sertliği kramponun girişi için uygun fakat batak da değildi bu yüzden hızlı ilerleyebildik. 16.02 kulvar başında mola verdik, sıcak su tüketimi, çeşitli krampon ayarlamaları, NET DÖNÜYORUZ BU AKŞAM YİHA nidaları çekilen videolarda da bulunuyor. 16.22 kulvara girdik, yanımıza biri korkar veya tedirgin olursa diye aldığımızdan ötürü ip açmaya gerek duymadık ve kulvarı 16.45 gibi tamamladık. Rotada yumuşak denebilecek bir kar vardı, krampon ve kazma giriyordu, çanağın girişinde ise batak bir kara rastlamadık çıkışımız kolay oldu. Kulvar boyunca buza rastlamadık. Dört kişi
arka arkaya çıktığımız için sonda kalan kişi için rota biraz çirkinleşmişti fakat kişiler arasında bir sirkülasyon sağladık, sadece Ahmet fotoğraf çekmek için biraz daha geride kaldı. Kulvar iki kişinin yan yana gitmesine izin veriyordu fakat ilk kulvara girişte bunu denememize rağmen sonrasında tekrar tek kişi gittik. Zirveye ilk varan Aysun’du, kornişi görünce
zirveye 5 metre kadar sağdan yanaştığını söyledi. Yan geçiş sonradan gelenler için biraz tedirgin ediciydi, önden gidenlerin açtığı izler folloş olmuştu zira. Zirvede 5-10 dakikalık gerekli bir fotoğraf çekimi sonrasında 17.00 rüzgarın kendini iyice hissettirmeleri ile klasik rotaya doğru zirve üzerinde yürüyüşümüz başladı. Dönüşte yoğun sis, klasik rotanın girişinin bulunamaması gibi nedenlerle çantalara ulaşamadık. Kar mezarı kazıp, telefon çektiğinde Tarık Türkmen’i haberdar ettik ve Arama Kurtarmanın gelmesiyle birlikte 23.30 sularında jandarma kulübesine vardık ve geceyi orada geçirdik.

12 Mart Pazar sabahı saat 07.00’de uyanarak, kulübeyi toplayıp teleferiğe doğru yola çıktık. 08.40 sularında teleferiğe binerek (kişi başı 20 lira), Mudanya’ya taksi (90 lira) ve Budo (22 lira) ile saat 13.00’da İstanbul/Sirkeci’ye vardık. Ödenen tüm biletler öğrenci ücretindedir.

KAYBOLMA/ARAMA KURTARMA
Bu başlık altında, zirveden inişimizden jandarma kulübesine kadar olan sürece değinmek istiyorum. Zirveden ayrıldıktan sonra yaklaşık 30 dakikalık bir yürüyüş boyunca klasik rotanın girişini bulma çabalarımız sürdü. Fakat sis kendini göstermeye başladığı için görüş mesafesi 2-3 metreye düşmüştü bile. Klasik rotanın başlangıcını bulamama tedirginliğine lan rotayı geçtik mi acaba düşünceleri, saatin ilerleyişi ve sis de eklenince bulduğumuz inilebilecek ilk noktadan ilk başta geri tırmanış ile daha sonra yumuşak karda yardırarak vadiye kadar indik. Önümüzü görememize rağmen çanağın sol tarafta kalması gerektiğini düşünerek, sola yürümeye başladık ve süreç içinde bu yönde devam ettik. Saat 18.00’e yaklaşırken tedirginlikler iyice artmış, nerede olduğumuz üzerine tahminler her kafadan yükselmeye başlamıştı. Bu noktada telsizle anons geçmeye başladık, telefonlarda tabii ki servis yok idi. Sis bastıkça beyond the wall sahnelerini aratmıyordu, gördüğümüz tek şey birbirimizdik. Bölge bölge açılan sislerden tanıdık yerler çıkarmaya çalışıp, seslenme ve telsizle anons geçmece süreçlerinden sonra saat 19.00’a doğru kar mezarı kazmamız gerektiği gerçeğini kabul etmiş, bunun için doğru eğim ve kar aramaya mutabık kalmıştık. Bu süreç içinde telefonları sürekli kontrol ettik fakat servis asla çekmedi. 19.30-20.00 arası dinlenerek kar mezarı kazma ve servis arama ile geçti. Bir noktada telefonların aynı anda titremesiyle, telefonlara sarılıp Tarık Türkmen’i aradık. Yanımızda yiyecek, sıcak su ve alüminyum battaniye olduğu bilgisiyle birlikte Tarık’a durumumuzu haber verdik, Arama
Kurtarma’ya haber vereceği bilgisini aldıktan sonra kar mezarında yerleştik. İlk yardım çantasından alüminyum battaniye çıkmamasıyla biraz tedirgin bir bekleme sürecine girdik. Servis aldığımız anda Tarık’ı tekrar arayıp, battaniyesiz olduğumuzu söyledik, o ise Arama Kurtarma’nın yola çıktığını fakat yerimizi tam bilmediğimiz için bizi bulmalarının sabahı bulabileceğini telkin edici bir şekilde haber verdi. Bu noktada durumumuzu kabullenmemiz ve daha soğukkanlı davranmamızı sağladığı için Sn. Türkmen’e teşekkürlerimizi borç biliriz. Bekleyişimizin sabahı bulabileceğini kabullenerek birbirimizi uyanık tutmak adına muhabbet etmeye başladık, zor olmadı. Bu arada yağış iyice hızlanmış ve rüzgarla birlikte üzerimizi kar tabakası örtmeye başlamıştı. Hareket etme gereği duyarak mezardan çıktık, bir şeyler atıştırıp sıcak su tükettiğimiz sırada (çantada alüminyum battaniyeyi de bulmuştuk, sevinçler hoplamalar zıplamalar) sisin içinden gelen ışığı ve paletli kurtarma araçlarının sesini fark ettik, saat 21.30. Kafa lambalarını açıp kapayarak ve seslenerek yerimizi bulmalarını sağladık ve böylece Arama Kurtarma ekibiyle aşağı iniş sürecimiz başladı. Ekip amiri (iki kişilerdi) Sami Bey’den öğrendiğimiz kadarıyla volfram duvarının hemen arkasında bir yerde mezarı kazmış idik. Çeşitli iniş çıkış ve yön keşifleriyle birlikte saat 23.30 1. Oteller bölgesindeki Jandarma Kulübesine vardık. Sami Bey’le hoşbeş, çay içimleri, atıştırmalar sonrasında kulübede tulumlarımıza girip geceyi orada geçirdik.
NOTLAR
Şimdi, faaliyetin bu şekilde sonuçlanması sürecinde kendi aramızda “yapmalıydık/yapmamalıydık” olarak ayırabileceğimiz birkaç not çıkardık, paylaşmak istiyoruz.
• Telesiyejin yerine eğitimden aşina olmamıza rağmen jandarmanın verdiği cevabı sorgulamayıp yanlış tarafa çıkmak ne yazık ki bize 1 saat kadar kaybettirdi. Burada eğitimlerde etrafa hakim olmaya çalışmadığımız ortaya çıkıyor fakat okuduğumuz raporlarda da detaylı bir telesiyej tarifi yoktu. Belki naif bir hata fakat ne kadar bilindiği düşünülüyor olursa olsun raporlarda daha açık olunması taraftarıyız.

• Rotaya hazırlanan çantalara gerekli malzemelerin hepsi alınmadı. Raporda da belirttiğim üzere bivağın alınmadığı fark edildiğinde geri dönülmedi, jetboil veya herhangi bir ısı kaynağı yerine 3 adet termos alındı ki ısı kaynağı olsaydı tek termosun yeteceği sonradan anlaşıldı. İlk yardım çantası kontrol edilmedi.
• Rotaya geç girildi. Çanak girişindeyken saat 15.30’u geçiyordu.
• Zirvede teknik kurula haber verilmedi.