15/06/2017 Karasay Kuzey Kulvarı(2010 Rotası)/Aladağlar – Ertürk Karatatar

Tarih: 2017-06-15

Ekip: Ertürk KARATATAR

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota: Karasay Kuzey Kulvarı (2010 rotası)

Kullanılan Ekipmanlar:  Kazma, Krampon, 1 Çift Teknik Kazma, Bivak, Kemer, ATC, HMS, Sikke, Prusik, Kilitli, Çeşitli perlonlar

Hava Durumu:  Yer yer bulutlu, ilk gün yükseklerde sisli, (-2)-15 derece arası

Süre:

Detay

15 Haziran 2017 tarihinde kulüp üyelerinden Ahmet Server Çetinel ile 16 Haziran sabahı yine kulüp üyelerinden Aysun Demirel ile Niğde’de buluşmak üzere akşam 20:00 otobüsü ile yola çıktık. Sancılı bir yolculuğun ardından 16 haziran sabah 9 civarı Niğde’ye inip 09:30 Çamardı otobüsünün yeni otogardan bizi almasıyla yaklaşık 1 saatlik yolculuğun ardından Demirkazık yol ayrımında Salim abi ile buluştuk ve bizi Narpuz ve Karayalak vadilerinin yol ayrımı olan Hüddosk anıtının oraya bıraktı. Az aşağıdaki Terra Anatolia kamp alanından sularımızı doldurup son kontrollerimizi yapıp yollarımızı ayırdık (Aysun ve Ahmet Peck’e gidiyorlardı). 12:45’te güneş altında başlayan yolculuğum 16:15 civarı Karasay geçidine ve Çelikbuyduran’a giden patikaların yol ayrımında son buldu. Karasay geçidine giden yol ayrımına dönünce hemen orada kamp alanı gibi olmayan ama çevresi ufak taşlarla çevrili 4-5 tane çadır kurmalık alan var. Buraya bivağımı attım. Hava kapalı zirveler (özellikle Kızılkaya) sisliydi. Yürüyüşün verdiği mayışıklıkla uyumuşum. Sonra gözümü bir açtım, karşımda karlı dağlar. İyi ki başımda bir çocuk filan yok yoksa zaten tek başıma yaptığım faaliyetlerin paranoyası ile iyice aklımı kaybedebilirdim. Saate baktım, 19:30 olmuş. Güneş aşağı inip kendini bulutlardan biraz olsun kurtarıp gözükmeye başlamış, üzerime bir üşüme gelmiş. Uykumu almışım o da kötü olmuş. Gece uyuyamayacağım belli. Güneşin batışıyla sis dağılmaya başladı ve 21:30’da tamamen berrak, sayısız yıldızlı bir gökyüzü vardı. Manzarayı izleyerek yamaçlarda karların içinden akan suların sesleri ile sabahı beklemeye koyuldum. Rota Tanımı: Kapıyı geçip de Karayalak vadisinde yükselmeye başlayınca ileride Kızılkaya’yı görmeye başladıktan sonra da rotayı görmeye başlıyorsunuz neredeyse. Çünkü açısı itibariyle geliş yönünüze doğru bakıyor sayılır ve Karasay’ın 2005 kulvar rotası (esas rota) ve Eznevit’in kuzey kulvarından bile önce gözükür (hepsinden uzak olmasına rağmen). Çelikbuyduran-Krasay geçidi yol ayrımına gelip de yüzünüzü Karasay’a çevirdiğinizde karşınızda 2 bariz kulvar vardır ve soldaki kulvar 2010 rotasıdır. Girişi daha geniştir. Solundaki kaya blokları, kulvarı Karasay geçidinin yukarı sırt kısmından ayırır. Rotanın gözüktüğü fotolar: http://imgur.com/a/poqge Rota; 40-50 derece eğimli sert kar ve kısa etaplarda 60 derece kar-buz içermektedir (bende açı kavramı olmadığı için Tunç Fındık’ın kitabı referans alınmıştır). Rotayı bulmak kolay olduğu gibi içerisi de bariz bir şekilde tırmanıcıyı yönlendiriyor. Sabah 04:30 civarı hazırlığımı tamamlayıp yola çıktıktan sonra direkt rotanın daraldığı yerinden gireyim düşüncesi ile soldan soldan çarşaktan yükseldim ve karın başladığı yerde 05:00 civarı kramponumu giymiş vaziyette yan geçiş yapmaya başladım ancak çanağa girip (dibine kadar inmenize gerek yok) rotaya oradan başlamanız önerilir çünkü sert karda geçişim oldukça yavaş ve anlamsız oldu. Rotaya girmemle beraber taş düşmesi açısından ne kadar bereketli olduğunu gördüm. Rotanın 1. yarısını (sağa dönülen kısımdan önceki kısım) 06:55 ‘te tamamladım. Ancak 2. yarısı biraz zorladı. Akıntının fazla olması sebebiyle 5-6 cam-buz etabı geçmek durumunda kalıyorsunuz ve benim gibi antrenmansızsanız eğer karın da sertliği ile beraber sadece ön dişlerin girdiği rotada Alman kullanmak bir süre sonra calfları yoruyor. Yanıma nolur nolmaz diye aldığım (iniş, dinlenme imkanı vs) kaya emniyet malzemeleri ise tamamen işe yaramaz çünkü rotanın girişinden itibaren herhangi bir kaya emniyet malzemesi kullanılabilecek bir tek sağlam yer yok. Kaya tamamen döküntüden oluşuyor ve nefes alsanız bile taş düşüyor. Ta zirveye yakın yerden inen taşlar kulvarda yolunu bulup aşağıya kadar hız kazanarak geliyor. Ben şanslıydım ki sadece 2 tanesi denk geldi. Onlar da ufaktı. Tüm bunların sonunda 10:55’te kendimi zirvede buluyorum. Peck’tekilerle iletişime geçmeye çalıştım. Onlar da sırtta olduklarını söylediler. Vakit kaybetmeden hemen inişe geçtim. Karasay geçidini daha önce çıkmadığımdan inişte yol bulmakta zorlandım açıkçası. Gece yattığım yere ulaşmam 12:45’i buldu. Karayalak’a girip kapıyı geçtikten sonra haftasonu faaliyet için gelen bir ton insanla karşılaştım. DAG’dan da kalabalık bir grup posta posta yukarı çıkıyordu. Neredensin – İtüdak – Neredensin – Dag – Aa Volkan Çakır!! nidaları eşliğinde vakit kaybetmemem gerekse de gördüğüm herkesle konuşarak 15:30’da Ahmet ve Aysun ile buluşma alanımıza vardım (Hüddosk anıtı ile Terra Anatolia kamp alanı ortasındaki çimenlik düz alan). Güneşin ve yorgunluğun etkisiyle 2 posta uyumuşum. Zaten Ahmet mesaj atmış otobüse yetişemeyeceğiz diye. Akşam onlar geldikten sonra saat 11-12’ye kadar yiyip içip sabaha kadar bir daha uyudum. Sabah Salim abi bizi Çamardı 7 otobüsüne götürdü ve Ahmetle beraber 09:30 İstanbul otobüsü ile geri dönmüş olduk.