21/08/2007 Ağrı Dağı Kuzey Rotası Çıkışı/Ağrı – Volkan Çakır (İTÜDAK), Tayfun Arıkan, Hülya Erşah, Kaan Kurt (PANDÜL)

Tarih: 21/08/2007

Ekip: Volkan Çakır (İTÜDAK), Tayfun Arıkan,  Hülya Erşah, Kaan Kurt (PANDÜL)

Yer/Bölge: Ağrı Dağı (Kuzey Yüzü)

Rota: Kuzey Rotası

Kullanılan Ekipmanlar: Herkeste 3K, emniyet ve iniş malzemeleri, ayrıca 20m yarım ip, 2 buz burgusu, 4 kilitli, yeterince perlon bant ve yardımcı ip mevcuttu.

Hava Durumu: –

İzin Prosedürü:

Güney rotası gibi yine dilekçeyle bu sefer Iğdır valiliğine başvuruluyor. Dilekçede kişilerin adı, soyadı, T.C kimlik no ve ikametgâh adresi yazılıyor. Farklı olarak valilik federasyona faaliyet bildirimi atmamızı istedi. Gönderdik ama bize dönen olmadı. Kendi aralarında yazıştıklarını tahmin ediyoruz ya da işgüzarlık oldu. Yine güneyden farkı iznin çıkması uzun sürüyor. İki hafta önce başvurduk, yetişmedi, iki gün kaybettik. İzin çıktıktan sonra iznin bir örneği ve nüfus kâğıdı fotokopileriyle rotaya girmeden önceki son yerleşim olan Korhan Yaylası ileri jandarma karakoluna gidiliyor. Burada tebliğ tebellüğü yazıldıktan sonra çıkışa başlanıyor.

Rota Bilgisi:

Korhan karakolunu arkanıza aldığınızda önünüzdeki büyük sırtı hafif sola doğru keserek yükselen patikayı ve onun yanından devam eden su borusunu göreceksiniz. 3400 metreye kadar bu patika ve suyolu karışımını takip edin. 3400 metrede vardığınız düzlük kum düzü su yolunu takip etmeyi bırakıp düzlükten geçerek karşı sırtın altına kadar gelin. Burada solunuzda sırtın yükseldiğini sırtında solunda cehennem deresini sağınızda ise yukarıdan gelen çarşağın düzlükte yığılmasıyla oluşan 10 metre yüksekliğinde adeta çarşak bir duvar göreceksiniz. Burası ilk kamp güneyin aksine bol yer ve su var. Biraz daha enerjiniz varsa veya 3700 den direk zirve deneyecekseniz 3700 kampına doğru yükselebilirsiniz. Çarşak duvarının 100 metre kadar solundan cehennem deresine fazla yaklaşmadan yukarı doğru sırttan yükselin. Sırtın ortalarında bir buzulcuğun dibinde 3700 düzlüğünü göreceksiniz. Yolda babalar mevcut. Burada da bol yeşil alan ve su var. Sırtın devamı direkt 4200 kampına varıyor. Yükselirken sırtın sağından devam edin öbür taraf cehennem deresi yine babalar mevcut. Sırtı bitirdiğinizde önünüzdeki düzlük 4200 ve tabii buradan başlayan buzulda Türkiyenin en büyük buzullarından ağrı kuzey buzulu. 4200 kampını sola doğru giderek atmak daha iyi hem alan daha düz hem de buzula yakın kalıyorsunuz çünkü burada su yok buzuldan faydalanıyorsunuz. Buzula girişi direkt yapmak tehlikeli çünkü sırtın dış bükey yaptığı bölümde çok fazla buzul çatlağı mevcut onun için sola doğru iyice kayarak sırtın nerdeyse sıfırlandığı yerden sırtın üstüne çıkarak yükselmeye başlamak daha akıllıca. Yinede çok fazla çatlak mevcut dikkatli olmak gerek. Hafif bir eğimle başlayan sırt 40 derece eğime kadar ulaşıyor. Sırtın sonunda vardığınız düzlük 4800 platosu. Burada artık zirveyi görüyorsunuz. Sağınızda kalan ve size yakın olan zirve İnönü zirvesi solda onun arkasında görünen ise Ağrı zirve. İnönü zirvesinin 100 metre kadar solunu hedefleyerek sırttan yükselmeye başlayın. Fazla sola kaymamaya özen gösterin çünkü daha eğimli ve bol çatlaklı bir alana düşebilirsiniz, sağa kayarsanız da İnönü zirvesinin altındaki negatif buz duvarına denk gelirsiniz. Buradaki eğimde 40 -50 derece arasında. Sırtı bitirdiğinizde vardığınız düzlük ise 5000 platosu. Burada solunuzda 160 metrelik zirve külağı önünüzdeki son etap. Yine 30-40 derecelik bir eğimle külağı tırmandığınızda artık zirvedesiniz.

Rapor:

Kaçkar tırmanışlarını bitirip dağdan indiğimiz Perşembe günü çok önceden başvurduğumuz için ne de olsa tamamdır rahatlığıyla aradığımız Iğdır valiliğinden izinlerin çıkmadığını iğrenerek panik halinde orayı burayı aramaya başladık. Bu telefon trafiği biraz işe yaradı ve valilikle Cuma günü konuştuğumuzda pazartesi sabahı izinlerin hazır olacağını söylediler. Yinede bu bize cumartesi başlamayı planladığımız tırmanışta iki güne mal oldu. Bizde Pazartesiye kadar günlerimizi İkizdere, Erzurum ve Iğdırı gezerek kültür turizmiyle değerlendirdik. Diğer bir sürpriz ise tayfunun iş için İstanbula dönmesi gerekliliğiydi. Salı sabahı tekrar Iğdır da olmasını planlayarak tırmanışa Salı sabahı başlama kararı aldık. Bu durum aklimitizasyon için ayırdığımız zamanı tamamen yedi. Bunun üzerine aklimitizasyona yardımcı olması için tüm ekibe diazomid başlatmaya karar verdim. Pazartesi akşamı çıkış için son hazırlıkları yaparken tayfundan Salı günü gelemeyeceği haberini aldık. Artık daha fazla bekleme sansımız olmadığı için tayfunsuz devam etme kararı aldık. Son olarak tayfunla Salı akşamı 3700 de olmayı hedeflediğimizi Çarşambayı dinlenerek geçirip Perşembe direk zirve deneyeceğimizi konuştuk. Eğer Salı işlerini hallederse Çarşamba bir rehber tutarak bize 3700 kampında katılabileceğini konuştuk. Salı sabahı merkez taksiden 70 ytl ye anlaştığımız bir taksiyle Iğdır Doğubayazıt yolu üzerindeki Korhan yaylasına 40 dakikalık bir yolculukla vardık. Her zamanki gibi karakolda güzelce ağırlandık. Resmi prosedürü bittirdikten sonra 10 da karakoldan ayrıldık. Sırt hattından çok da acele etmeden yükseldik. 5 saatte kum düzüne vardık. Hem
kendimizi iyi hissettiğimizden hem de 3700 den direk zirveyi denemek için yükselmeye devam ettik. 2 saat sonra 3700 kamp yerine vardık. Hava kapatmaya başladığı için hızlıca kampı attık. Hafif başlayan yağış gece bize bir sürpriz yaparak ciddi kar yağışına çevirdi. Ağustos ayında çadır temizlediğimize inanamayarak, birazda üşüyerek geceyi geçirdik. Sabah kalktığımızda yerde 10 cm kar vardı. Çarşamba gününü 3700e direkt yükselmenin sersemliğini atmaya çalışarak ve sabaha karşı başlayacağımız tırmanış için dinlenerek geçirdik. Akşama doğru tayfun bize sürpriz yaparak 3700 kampına yanımıza vardı. Böylece ekip tekrar tamamlanmış oldu. Tüm gün hafif hafif devam eden kar yağışı yüzünden buzul çatlaklarının örtülmesi ve bu yüzden fark etmeden düşme ihtimalimizin artması bizi ciddi endişelendirdi. Yinede sabah rotaya girme kararı alıp erkenden yattık. 4te kalkıp hazırlanarak 5te yükselmeye başladık. Dün akşamdan beri keyifsiz olan tayfun yükseldikçe daha da kötü olmaya başladı. 2 saatte 4200e buzulun dibine kadar yükseldik. Bu noktadan sonra tayfunda AMSnin tüm belirtileri artık oturmuştu. Baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik. Bunun üzerine tayfun ana kampa dönme kararı aldı. Basit bir patika inişi olduğundan telsiz bağlantısını kaybetmeden ana kampa varışını takip ettik. 3 kişi olarak buzula giriş hazırlıklarımıza başladık. Önde ben arkada hülya olacak şekilde ip birliğine girip klasik buzul geçişi pozisyonu aldık. Yağan kardan dolayı endişelendiğimiz gibi çatlaklar hiç belli olmuyordu. Yüzeyi güvenli gördüğümüz yerlerden devam ederek 4600 e kadar yükseldik. Artan kardan dolayı iz açmak eziyete dönmeye başladı. Bunun üzerine hülya öne geçti ve 4800 platosuna kadar o iz açtı. Ancak platoya varmadan iki defa çatlağa düştü. Neyse ki dar çatlaklar olduğundan biz düşüş pozisyonu alırken o kendi çabasıyla kurtuldu. Çatlağa düşmesinde hülyanın benden daha ağır olmasının etkisini hepimiz düşündük ama sesli dile getirmedik 🙂 4800 platosunda uzun bir mola verdik. Diz boyuna yaklaşan toz kar bizi hayli yavaşlatıyordu. Arkamızdan yavaşça yükselen bulutlar da hiç iyi gözükmüyordu. Artık bulutlardan önce zirveye varma yarışına başlamıştık. Ama korkarım biz daha ağırdık. İnönü zirvesinin soluna doğru 5000 platosuna varmak için tüm gücümüzle artık diz boyu olan karda cebelleşiyorduk. Platoya vardığımız anda hava patladı ve tipi başladı. Artık görüş 1-2 metreye kadar düşmüştü. Zaten rüzgârıyla ünlü plato tipide hiç durulası gibi değildi. Görüşümüz olmamasına rağmen elimizdeki GPSte daha önce güneyden zirve yaparken kaydettiğim veriler vardı. Bu noktadan sonra platoda iki rota zaten çakışıyordu. GPS le rotaya devam edelim kararı alıp zirve külağına doğru yükselirken tipi kesildi ve arada da olsa hava açmaya başladı. Saat 13te zirveye vardık. Arada açan havada görebildiğimiz kadar manzara seyredip inişe geçtik. Yine kardan dolayı çok hızlı değildik. 4800 platosundan sonra hava tamamen kapadı ve görüş 10 ila 2 metre arasında gidip gelmeye başladı. Hatta bazen yerin eğimini bile algılayamayacak kadar görüşü kaybediyorduk. Tabiî ki tipiden dolayı izlerimiz çoktan kapanmıştı. Zaten çatlakları bol olan ve bizimde iki tanesine düştüğümüz bu bölgeden GPS yardımıyla aynı rotayı birebir izleyerek çıktık. 4200e inip buzuldan çıktıktan sonra uzun bir mola verip emniyet ekipmanlarını toplayıp ana kampa doğru inmeye başladık. Saat 18 de kampa vardık. Hafif endişelenmeye başlayan tayfun kolunu kaldıracak hali kalmayan bize akşam yemeğimizi hazırlayıverdi. Her zaman savunduğum gibi zorlu tırmanışlarda mutlaka bir destek ekibi olmalı .. Yattığımız yeri bilmeden saat 10’a kadar uyuduk. Hafif kapalı ama ılık bir havada güzel bir kahvaltı yapıp 12 de inişe başladık. 16 da karakola varıp, demli çaylarımızı içip askerlerle muhabbet ettikten sonra arabaya atlayıp yola çıktık. Önümüzde İstanbula kadar hayli uzun bir yol vardı.