27/10/2002 Alaca Klasik/Aladağlar – Şinasi Topuz, Ebru Uçurum, E.Gökçe Özdamar

Tarih: 27/10/2002

Ekip: Şinasi Topuz, Ebru Uçurum, E.Gökçe Özdamar

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota: Alaca Klasik

Rapor:

Havaların çok güzel olması ve uzun süredir çektiğimiz Aladağlar hasreti nedniyle ikinci alternatifimiz olan bisikletle Kapadokya faaliyetini erteleyip Alaca zirve denemeye karar verdik.

Ulaşım: Harem’den 11 saat süren sıkıcı bir yolculuktan sonra (dağcı dolu 9.30 otobüsünde yer kalmamıştı-bu arada gidiş dönüş 30 milyon gerçekmiş,ama dönüş biletini niğdeden alın burda kalmadı diyip niğdeden de kazıklamaya çalışıyolar) Niğde’ye vardık. 9.30 ‘da Çamardı minibüsleriyle Çukurbağ köy sapağında inip MSU’li Kaldı grubu ile Akşampınarı’na kadar traktör kiraladık.(Traktörcü Bilal-20 milyona).Aslında bisiklet için harika yollar! 14.30 gibi Akşampınarı’nda kamp attık.

Su Konusu: Yolda karşılaştığımız bir grup dağcının Akşampınarı’nda su olmadığı için geri döndüklerini öğrenmemize rağmen kamp yerine ulaştığımızda su konusunda her kafadan çıkan sese kulak vermememiz gerektiğini anladk.

Yemek: Güzel bir Gökçe usulü otantik-ekolojik makarna yemeğinden sonra zirve yapamamak imkansız gibiydi.

Zirve yolu: Eski saate göre gece 2.00’de kalkıp 3.20 gibi yola koyulduk. 6.30 civarı ulaştığımız Avcıbeli geçidinde yaklaşık 15 dakikalık bir mola verdikten sonra da 1 saat sonra da sırta ulaştık. (Bu arada bizden önce geçide girip güzel izler açan İTÜ’lü Kaldı grubu arkadaşlara teşekkürler!) Sırtta bizden 30 dakika sonra yola çıkan kamp komşumuz ÇUDOK’lu Kaldı grubunu da bekleyip biraz güneşlendik. Alaca’yı güneyden çıkma kararımız vardı ancak ÇUDOK’lu şef ve arkadaşları güneyden dolaşarak çıkmanın çok dik ve teknik bir rota olduğunu sırttan geçmemizin daha uygun oluğu konusunda bizi ikna ettiler.(düştüümüz en önemli hata).

1.30 saat içinde doğudan sırta ulaştık (saat 9.30 gibi, arkadaki Alaca kütlesini gördükten sonra sırttan inip tekrar çıkmanın bizi biraz yoracağını düşündük, daha doğrusu ekipte geri dönme ya da devam etme konusunda bölünmeler yaşadık ve inmeye karar verdik. İniş sırasında her zamanki gibi ekstrem Hacettepelilerden birinin bacaklarımızın titriye tirriye indiği yerden batonlarla seke seke çıktığını görmek bizi çok kıskandırdı.Saat 1.30 gibi de güneşi izleye izleye, daha uzun soluklu bir faaliyet ve Alaca kararıyla aşağıya inmeye başladık. Pazartesi sabahı da erkenden kampı toplayıp dönüşe geçtik. Sarı Memetlerde otostop çektiğimiz jipte Kaldı’yı deneyen kuzenime ratlayacağımı hiç tahmin edemezdim. Nitekim onlara katılıp son günü kebap yapma şansımız kalmamıştı.

Bu arada Aladağlar tıklım tıklım insan doluydu, Alaca deneyen ŞişliTerakki lisesinin dağcılık kulübü de yaş ortalamasını bir hayli düşürdü