14/05/2006 Sematepe Kuzeybatı Kar-Buz Kulvarı, Büyük Demirkazık Peck Kulvarı/Aladağlar – Önder Bingöl, Gökay Bıyık, Rasim Yılmaz

Tarih: 14/05/2006

Ekip: Önder Bingöl, Gökay Bıyık, Rasim Yılmaz

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota: Sematepe Kuzeybatı Kar-Buz Kulvarı, Büyük Demirkazık Peck Kulvarı

Rapor:

Pazar günü 9.30 arabası olmaması nedeniyle kahvaltı edip sabah gezintisi yaptıktan sonra 11.30 Çamardı arabasına binip Demirkazık köprüsünde indik. Jandarmaya faaliyet ve ekip bilgisi verdikten sonra yola koyulduk ve 14’de Sokulupınar’a vardık. Buradan da kampımızı su olduğunu düşündüğümüz Kayacık Pınarı’na atma planı ile yürümeye başladık. Fakat ilk boğazda gürül gürül akan sudan ne vadi içinde ne de Kayacık Pınarı’nda eser yoktu. Bu nedenle daha da yükselme kararı aldık ve vadinin devamındaki ikinci boğazı da aştık. Bunun hemen sonrasında ise vadinin solunda güzel bir su kaynağı bulduk ve uygun kamp yeri aramaya başladık. Sağ üstteki tepe üzerindeki bivak yerine varıp 15.45’de kampı kurmaya başladık. Kampımızın Çamardı manzaralı olması nedeniyle telefonlar canavar gibi çekiyordu ve akşam İstanbul’a sık sık bağlanıp maçlardan dakika ve skor aldık. Denizli’nin golüyle çoşup, şampiyonluk sevincini yaşadıktan sonra güzelce uykuya daldık.

15 mayıs günü 02’de uyandık ve kahvaltıydı hazırlıklardı derken 03.15’de yola çıktık. Narpuz boyunca yürüyüp Sematepe kulvarının dibine 04.20’de vardık. Burada da rota için kramponları kuşandık ve gerekli son hazırlıkları yaptık. 05’e doğru rotaya girdik ve sert kar üzerinde tempolu bir şekilde buz şelalelerini ve doğan güneşin Demirkazık Doğu Duvarına vurmasını seyrederek yükselmeye başladık. Rotanın eğimi başlarda 50 dereceyken, yükseldikçe giderek dikleşiyor ve sonunda 70 derece civarında bir mix ve şelale buzu etabıyla kesiliyor. Emniyet için malzemelerimiz olmasına karşın bu etapta da ip açmaya gerek duymadık. Bu etap sonrasında ise sağ üstte yer alan büyük kornişin solundan geçerek zirve sırtına bağlandık ve kısa bir mola verdik. Ne yazık ki korniş Tunç Fındık’ın yaptığı tırmanıştaki gibi devasa değildi. Buradan da rahat bir yürüyüş/tırmanışla 07.50’de zirveye vardık. Zirvede kısa bir keyiften sonra batı yüzündeki geniş kar kulvarlarından hızlıca inmeye başladık. Fakat vadiye inmek için uygun yeri kaçırınca birçok kaya pasajını serbest olarak geri tırmanmak zorunda kaldık. Vadiye ulaşınca Kızılçarşak karşısındaki kaynakta biraz dinlendikten sonra 09 gibi kampımıza geri döndük. Tunç Fındık bu rotaya AD zorluğunu uygun görmüş ama bu rota AD ise ocak ayında Eznevit kuzeyde zorladığımız kulvarın kış zorluğu ne olur bilemiyorum. Neyse, gün boyunca bol bol dinlendik, yedik içtik ve asıl hedefimiz olan Peck kulvarı için güç topladık.

16 mayısta ise Peck Kulvarının hem daha uzun hem de uzak olması nedeniyle 12’de (00 yani) kalkarak hazırlıklara başladık. Bu kadar erken kalkmamızın bir diğer nedeni de aynı rotadan geri inecek olmamızdı. Sematepe tırmanışında Demirkazık klasik rotasını incelemiştim ve kışı aratmayan kar koşulları olduğunu görüp erken saatte Peck’ten inmenin daha uygun olacağı kararını verdim. 01.15’de yola çıktık ve hemen ilk maceramızı yaşadık. Önceki gün öğlen vakti ve çantalarla üzerinden geçtiğimiz (ve geçmemizin mecbur olduğu) boğazdaki eski karların beni taşımayacağı tuttu ve kendimi birden 2-3 metre aşağıda, vadinin dibinde buldum. Afallamayı atlattıktan sonra tırmanarak düştüğüm delikten çıktım ve yürüyüşe devam ettik. Daha sonra ay ışığı altında Peck’e giden kulvarda yükselmeye başladık ve uygun gördüğümüz bir yerden sağdaki kayalara girdik. Tam da rota tarifindeki gibi yan geçip devam ettik, hatta biraz irtifa da kaybettik fakat önümüz duvarla kesildi. Geri dönüp biraz yukarıdan aynı işlemleri tekrarladık fakat sonuç yine aynıydı. Ya sabır çekerek çarşak boyunca yükseldik ve en sonunda sağdan gelen çarşağa yönelerek rotanın girişine ulaştık. Yani 50 rota kitabındaki gibi kayalara girmek ve yan geçişler yapmak yok. Sağdaki kayalar bittikten sonra gelen çarşaktan yukarıya yürüyorsunuz o kadar. Rota girişindeki moladan sonra 04.15’de rotaya girdik ve acılı eriştelerin verdiği hararetle kulvarda hızla yükselmeye başladık. Amfitiyatroya kadar eğimin 40-50 derece olması nedeniyle 1 baton ve 1 kazmayla tırmanmayı uygun gördüm. Amfitiyatrodan sonra ise eğimin artması ve şelale buzu etapları gelmesi nedeniyle kazmaları çiftleyip tırmandık. Sonunda kuzeybatı bacasının altına varıp sağdaki kulvarlardan sırta devam ettik. Burada karşımıza çıkan 3-5 metrelik şelale buzu etapları ise neşemizi yerine getirdi fakat bu sıralarda hafif bir kar yağışıyla birlikte sert bir rüzgar çıktı. Bu sert rüzgar sırt üzerinde olayı iyice abartmıştı çünkü güneyden esen rüzgar insanı kuzey duvarına doğru ittiriyordu. Son engel olan kıçığı ise Gökay yorgunluk ve tedirginlik nedeniyle geçmek istemedi. Biz de Rasim’le burayı dikkatlice geçip, koşar adım zirveye vardıktan sonra aynı hızla geri döndük. Saat 07.45 olmuştu ve birşeyler yemek için Gökay’ın yanına gelip mola verdik fakat rüzgarın etkisiyle buradan hızla uzaklaşmak zorunda kaldık. Tırmandığımız tüm etapları dikkatlice geri tırmandık ve amfitiyatrodan sonra eğimin azalmasıyla hızla alçaldık. Gökay’ın kramponlarının sorun çıkarması sebebiyle biraz zaman kaybetmiştik ve sonunda 10.30’da rotadan çıktık. Biraz dinlendikten sonra yürümeye başladık ve 13’de kampa vardık. Akşam yemeğinden sonra ise her iki zirveyi de yapmamız durumunda kutlama için getirdiğim ufak şişe JW Red Label’dan birer yudum içip keyiflendik.

17 mayısta havanın sürprizi ile uyandık, gece boyunca kar yağmıştı ve hala da yağmaya devam ediyordu. Rahatça kahvaltımızı edip toplandıktan sonra yürümeye başladık ve 14 arabasına yetişerek Niğde’ye vardık. Dürümleri çakıp kendimize geldikten sonra faaliyeti de sonlandırmış olduk.