15/03/2003 Büyük Demirkazık Batı Yüzü/Aladağlar – Alper Işın Duran

Tarih: 15/03/2003

Ekip: Alper Işın Duran

Yer/Bölge: Aladağlar

Rota: Büyük Demirkazık Batı Yüzü

Rapor:

merhaba,

15 mart cumartesi gece paldır küldür aladağlara gittim. pazar sabah 7:30 çamardı midibüsünü kaçırınca 11:00 midibüsüne binmem gerekti(hatırla: pazar günleri 9:30 arabası yok) saat 12:10 civarında demirkazık köprüsünde indim, 13:00\’te dağ arpalık\’a doğru yürümeye başladım, hava bayağı güneşliydi, son zamanlarda bir açıp bir kapıyormuş genelde. Arpalık\’ı geçince demirkazık batı yüzüne doğru yükselmeye devam ettim, bu sırada arkamdan itoturumu tarafından gelip dağ evine doğru inen 15-16 kişilik bir grup geçti (sonradan hacettepeliler olduğunu öğrendim) batı yüzünde toblerone sırta gelmeden biraz aşağıda sol tarafta yirmi metrelik bir kaya kütlesinin dibinde yarı açık bir mağara içini bivaklamak için seçtim(~2500m.), daha fazla yükselmeyeyim, hava da birazdan kararır, zaten bundan iyisi şamdak ayısı deyip postu serdim.

Kendime otogardaki çay ocağından doldurttuğum bir litre sıcak su vardı, bir litre de ben yaptım afiyetle yedim içtim. sabah 1:30 da uyandım, hava kapalıydı, 3:30\’a kadar oyalandım, bir umut açılır diye, sonra baktım pek ümit yok yavaş yavaş gün ışığı ile açılacağını hesap ederek yola çıktım, batı yüzündeki kar tabakalanmamış ve sabah sabah bayağı uygun sertlikteydi, bir sorun olmadan toblerone\’un üstüne kadar yükseldim. saat 7:10 civarı. Sıra geldi Batı geçidini bulmaya, neyse çikolata sırtının üstünde düzlük bir set var, tam oradan yönünü batıya dönünce önünü tıkayan dik kayalarla, sağdan, itoturumundan gelen sırtın birleştiği bir aralık görünüyor, kar oraya doğru yükseliyor, bir de biraz daha sağda 15-20 metre yukarımda sırtın üstüne doğru ulaşıyor… hangisi aşıt emin olamadım ben de tam ortalarından direk sırta yükseldim. çıktığım nokta tam bıçak sırtı gibi, üstüne eğer gibi oturdum, manzara muhteşem, sağda peck kulvarının olduğu vadi, solda batı yüzü, aşıt daha sağda kalan karlı yermiş, bunu gördüm, çıktığım yerden biraz alçalıp, sağa yan geçtim. aşıttan aşağıya amfitiyatro denilen büyük açıklık alana yatık bir kar kulvarı iniyor, tam meydana inince peck kulvarının devam ettiği yarık, bir kaya kütlesinin arkasında kaldığından gözükmüyor. daha önce peck kulvarından çıkmasaydım, hemen ilk soldan yukarı yükselip bir saat sonra hayal kırıklığına uğrayıp geri dönebilirdim ama hayır, 40m. kadar yan geçtikten sonra doğru kulvardan yukarıya doğru devam ettim.

Peck kulvarındaki karlar daha önceden tabaka tabaka çığ olmuş inmiş, 20-30cm\’lik kesik tabakalar görünüyordu bütün kulvar boyunca. ben de indirmeyeyim korkusuyla tabanda ne kadar kaya varsa hep onların üstlerinden geçe geçe kulvarın sonuna V-çentiğe kadar çıktım, sağa doğru kulvara birleşen başka bir kulvardan yükseldim, buralarda kar-kaya karışık güzel tırmanış pasajları vardı. sonunda bu kulvarın da sonuna, zirve sırtının 10 metre kadar altına geldim. burası soldan aşağıya doğru kuzey duvarı, yazın sola yan geçerek sırtın üstüne kolay yükselinen bir yer. sağdan tam dik de sırta bağlanılabiliyor.

Tam bu sırada ciddi rüzgar çıktı, bulutlar, üşüdüm, yoruldum, dönüşte kulvar güneş alacak kaygısı bahane bahane derken bir baktım geri dönüyorum(~11:30), hakkaten iyi yapmışım, kulvar yumuşamaya başlamış, amfitiyatroda üstünden sekerek yan geçtiğim yerde belime kadar batarak geri döndüm. ortada bir kayanın üstünde fazla yorulduğumu fark edip uzunca bir mola verdim, biraz sıvı aldım, çikolata atıştırdım, kramponları söktüm. toparlanıp yine aşıttan batı yüzüne indim, yüz henüz çok yumuşamamıştı, bütün batı yüzünü oturup kayarak indim. valla bence bu defa dağdaki en şık bölüm buydu eyooooo….hop

Mağarama döndüm(~15:40, yinelemeden geçemeyeceğim, bivaklamak için hayatımda gördğüm en konforlu yerlerden biriydi, klostrofobik değil. korunaklı, yeri de bu rota için çok uygun.) biraz uyudum, gece biraz daha sıvı aldım, her şey güzeldi ama git gide hava daha kalın kapanmaya başlamıştı. sabah tekrar uyandığımda göz gözü görmüyordu(5m. görüş mesafesi), tipi vardı, ve bayağı bi süredir de devam ediyordu. saat 9:00 sıralarında ciddi bir çığ sesi duydum. 10:30\’a kadar yedim içtim, toparlandım, yola çıktım. ama kesin kaybolurum diye diye yirmi adımda bir pusulayla yön tayin ediyorum, batıya, hep batıya…arada bir kuzey batıya… arpalık ile dağ evi arasındaki tepeyi buldum bir şekilde, sonra dümdüz aşağıya, vadinin güney tarafındaki sırttan. pusula olmasa kaybolurdum ben orada.

saat 12:30 civarında dağ evine vardım, huzura erdim.

hörrmetler

alper