04/08/2008 Güney Rotası/Elbruz Dağı – Volkan Çakır, Cevher Bilger, Hülya Erşah(PANDÜL)

Tarih: 04/08/2008

Ekip: Elbruz Dağı Güney Rotası – Volkan Çakır, Cevher Bilger, Hülya Erşah (Pandül)

Yer/Bölge: Elbruz Dağı

Rota: Güney Rotası

Kullanılan Ekipmanlar: Malzeme olarak 3K, ip birliği için kişisel emniyet malzemesi ve 20m 7,8 lik ip kullanıldı.

Hava Durumu: Hava Pazartesi ve Salı kar yağışlı ve kapalı, çarşamba ve Perşembe kapalı ve rüzgârlı, Cuma, Cumartesi ve Pazar açık seyretti.

Süre:  –

Rota Bilgisi

Teskol’daki oteller bölgesine (2200 m) vardıktan sonra 3 ayrı etaptan oluşan ilk ikisi kabinli son etap açık olan teleferiği kullanarak 3600 metreye kadar çıkabiliyorsunuz. Buraya Barrell Hut deniyor. Bu noktadan sonra artık Azau buzulundasınız ve zirveye kadar tüm rota çubuklarla işaretli. Düz sayılabilecek çok hafif bir eğimle kuzeye doğru devam ettiğinizde 3 saatlik bir yürüyüşle 4100 m deki Diesel Hut’a varıyorsunuz. Burayı birçok ekip son kamp olarak kullanıp zirve çıkışını buradan yapıyor. Bizim gibi 1500 m irtifa almayı istemezseniz son kamp olarak 4700 m deki çoban kayalıklarını da kullanabilirsiniz. Size yakın gözüken zirve 20 m daha alçak olan doğu zirvesidir. Direk bu zirveye doğru bakıldığında 7 şekline benzeyen bir kayalık gözükür. İşte burası Çoban kayalıklarıdır. Bu kamp yerinin en büyük dezavantajı diğer kamplara göre rüzgâra çok açık olmasıdır. Kampı buraya taşırken bunu iyi hesaplamak lazım. 4100 den zirve çıkışına başlasanız da yine çoban kayalıklarına doğru yükselip kayalıkların solundan geçerek doğu zirvesinin altına 5000 m ye kadar yükseliyorsunuz. Buradan sonra sola doğu zirvesinin altından paralel bir şekilde doğu ve batı zirvelerinin arasına doğru yükseliyorsunuz. Saddle denilen iki zirvenin arasında ki bele vardıktan sonra yüzünüzü batı zirvesine dönerek sağa doğru yamacı yan keserek zirvenin kuzey yüzüne doğru yükseliyorsunuz. Zirve platosuna dağın kuzey doğu yüzünden giriyorsunuz. Birçok yanardağda olduğu gibi geniş ve düz bir zirve platosunda en batıda yer alan son zirve konisine doğru devam ediyorsunuz. Çıkış ve iniş 4700 den 7-8 saat 4100 den ise 10-12 saat kadar sürmektedir.

Tırmanış

Uçuşumuza 2 gün kala hala Nalchik için uçak biletimiz belli değil. Tabii ki bu çıldırtıcı bir durum. 2 aydır bizi oyalayan turizm acentesi şimdi pişkin bir şekilde Nalchik uçaklarının 3 ten 1 e indiğini bu yüzden yer bulunamadığını söylüyor. Yakın olan diğer kent minvody’e ise Antalya dan uçuş var ve son ana kaldığımız için çok pahalı. Bir diğer seçenek ise 700 km kuzeydeki Krasnodar’a uçmak. Fiyat biraz daha uygun 330 Euro’ya gidiş dönüş alıyoruz. Bir gün gecikmeyle pazartesi sabahı Rusya ya doğru uçuyoruz. Turizm acentesi olarak en iyisi Aksaray’daki Nartur ( tabii ki bizi 2 ay oyalayan, bu acente değil) internetten ulaşmak mümkün. Krasnodar uçuşlarını onlardan aldık ve gayet problemsizdi. Hatta bagaj limitinde bayağı esnek davrandılar. Rusya ile ilgili rezervasyonları ise Pilgrim Tour ile hallettik. Bu tur, direkt rehberli ticari çıkışlar da yapıyor ve fiyatları 600 Euro civarında seyrediyor. Bizim gibi ticari çıkış yapmayı planlamıyorsanız ancak otel, vize ve transport gibi ayarlamaları yine de bu şirketten yapabilirsiniz. İnternetten ulaşmak rahat ve “light package” diye, sırf rezervasyonları kapsayan bir ürünleri var. Vize ile ilgili davetiyeler, dağa çıkış izinleri, arama kurtarma prosedürleri, Nalchık- Teskol arası transport, dağa çıkış ve inişte birer akşam otel konaklama hizmetleri için kişi başı 150 Euro ödedik. Rusya vizesiyle ilgili önemli bir ayrıntı mutlaka gideceğiniz kent vizenizde (pasaporttaki değil yanına verdikleri resmi yazıda) gözükmeli yoksa girişte büyük problem yaşarsınız. Bu şirket gerçekten çok profesyonelce çalışıyor ve çok az kimsenin İngilizce bildiği bu coğrafyada çok işe yarıyor. Pazartesi sabahı 12.00 gibi Krasnodar’a indik. Girişte anlatılanların aksine hiç problem yaşamadık. Pasaportun arasına para koymak gibi söylentilere kulak asmayın ve böyle bir şey denemeyin, ters tepebilir. Krasnodar Uluslararası Hava Alanı’ ndan çıkıp Nalchık’e gitmenin yollarını soruyoruz. Güzel sürpriz Havaalanı görevlileri dâhil (belirtiyorum: Uluslararası havaalanı) kimse doğru dürüst İngilizce bilmiyor (ayrıca hiçbir
tabelada Latin alfabesi kullanılmıyor ve zamanla Kiril alfabesini mecburen çözüyorsunuz). Anladığımız kadarıyla bize özel minibüs kiralamamızı öneriyorlar. Olayı Pilgrim Tur’ un Moskova bürosuyla telefonla konuşarak hallettik. Bize 700 km lik yol için 430 dolar fiyat verdiklerini öğreniyoruz. 7 kişiye bölünce (2. ekip DAG ekibi de bizle beraber) fiyat makul göründü ve minibüsü kiraladık. 10 saatlik bir yolculuktan sonra Nalchık’e vardık. Oradan bizi Pilgrim tur aldı ve 2 saatlik bir yolculukla Teskol’a sabaha karşı 2 gibi otelimize vardık.

Doğal olarak ertesi gün geç kalktık. Pilgrim turun oteldeki görevlisi Tatyana ile yakıt, rota ve hava durumu hakkında konuşuyoruz. İyi derecede İngilizcesi var ve çok yardımcı oluyor. Otelden vidalı kartuş şeklinde yakıt ve harita bulmak mümkün, fiyatlar gayet makul. Otelde bir miktar ruble bozduruyoruz. Tüm alışverişlerde ruble gerekiyor. Döviz kabul etmiyorlar. O yüzden havaalanında Exchange yapmak mantıklı, daha sonra sıkıntı oluyor. Biz az para bozdurduğumuz için Nalchık te banka aramak zorunda kaldık. Saat 14 gibi tüm işlerimizi bitirip teleferiğe binerek yukarı doğru çıkışa başlıyoruz. Bugünkü tek hedefimiz teleferiğin son durağı olan 3600 deki Barrell Hut a varmak. Teleferik yükseldikçe manzara muhteşemleşiyor.
Altımızda devasa Azau buzulu başlarken karşımızda ise Kafkas sıradağları tüm heybetiyle yükselmeye başlıyor. Son teleferik etabında bizi bir sürpriz bekliyor. Kar yağışı hatta hafif bir tipiyle karşılanıyoruz, ağustos sıcağından sonra hafif bir ambale oluyoruz. 3600 metredeki Barrell Hut ismini varil şeklindeki 6 kişilik barınaklardan alıyor. Burada 10 küsur kadar barınak, acil durum binası ve lokanta mevcut. Ticari bir turla gelirseniz tüm bu konfordan yararlanıyorsunuz. Bir geceliğine bu keyfi yaşamak için kişi başı 10 Euro ya kıyıp o gece Barrell
Hut ta kalıyoruz. Burada ve her yerde seven summit (7 zirve) yazıları görüyorsunuz. Avrupa’nın zirvesi kabul edilen Elbruz ticari çıkışlar anlamında çok hareketli bir yer. Ticari turla geldiğinizde Hut larda kalıp, yük taşımadan ufak bir sırt çantasıyla ve hatta 4700 e kadar snow-truck larla fazla yürümeden zirvenizi yapıyorsunuz. Bu hareketliliğin en güzel yanı dünyanın dört bir yanından gelmiş tırmanıcılarla tanışma fırsatınız oluyor. Bizim ise taşıyacak ağır bir yükümüz ve uzun bir yolumuz olduğu için erkenden yatıp dinleniyoruz.

Bugünkü hedefimiz 4100 deki Diesel Hut isimli kamp yerine varmak. Kapalı ama yağışsız bir havada çok az eğimli bir zeminde yükseliyoruz. Diesel Hut adını burada inşa edilmiş 200 kişilik 3 katlı shelter dan alıyor. Ancak yanlış benzin ocağı kullanımı sonucu bina tamamen yanmış. Kalan temelin üzerine tek katlı bir binayı tekrar inşa etmişler. Öğlen gibi varıp binanın biraz üstüne kamp kuruyoruz. Gündüz buzul üzerinde oluşan ufak su akıntılarından su ihtiyacınızı çok rahat karşılıyorsunuz ama yinede kaynatmakta fayda var. Tabiî ki gece sular donuyor ertesi
gün öğleye kadar çözülmüyor. Tüm işlerimizi bitirdiğimizde saat hala çok erkendi. Bizde 4700 deki çoban kayalıklarına doğru yükselmeye karar verdik. Hem aklimitize olmak hem de kamp yerini görmek için yüksüz bir şekilde 2 saatte 4700 e yükseldik. Akşam kampa döndüğümüzde bugünkü aktivite sonrası cevher de hafif bir AMS belirtisi görülüyor. Akşam
dinlendirip bol sıvı ve yiyecek veriyoruz. Ertesi günü dinlenme günü olarak kararlaştırıyoruz.

Dinlenme günü olduğundan geç kalkıyoruz. Diesel Hut a biraz takılıp Polonyalı ve Alman tırmanıcılarla muhabbet ediyoruz. Tam Hut ın karşı kayalığında 2 adet metal barınak dikkatimizi çekiyor. Yanlarına gittiğimizde Rus arama kurtarma karşımıza çıkıyor. Biraz konuşmaya çalışıyoruz. Tüm kurtarma timi erkek olduğundan daha çok hülyayla ilgileniyorlar. Hatta onu votka içmeye davet ediyorlar. O da inişte diyor.( inişte içip içmediğini bilmiyoruz .) Kurtarma timinden biri devamlı dürbünle rotayı gözlüyor diğer ekip üyeleri de müdahaleye hazır bekliyor. Yapacak başka bir şey kalmadığı için sıkıntıdan cevherle beraber 4500 e kadar tekrar yükselip iniyoruz. Yarın kampı 4700 e taşıyacağımız için erkenden yatıyoruz.

Sabah erken kalkıp kamp yüküyle 4700 e doğru yükselmeye başlıyoruz. Yolda aklimitizasyon çıkışı yapan Litvanya’lı bir tırmanıcıyla sohbet etmeye başlıyorum. Yüksüz olduğu için onunla beraber ekibe göre biraz daha hızlı tırmanıyorum. Hatta kamp yerine vardıktan sonra onunla beraber 200 metre daha yükseliyorum. Bu hızlı çıkış akşam bana hafif bir AMS olarak geri dönüyor. Ertesi gün zirve günü olduğu için kafasızlığıma bayağı söyleniyorum. Tüm gün aşağıdan patlama sesi duyuyoruz, oteller bölgesinde inşaatlar olduğu için temel açtıklarını düşünüyoruz. Kampı kurup telefonlara bakınca Rusya Gürcistan savaşını öğreniyoruz. Sınır hemen önümüzde üzerimizden uçaklar geçiyor ve bombaların sesini çok net duyuyoruz. Artık son günümüz ve en eziyetli kısmı bitmiş durumda yalnızca zirveyi yapmak kaldı. Rus ordusu gelip bizi indirmediği sürece devam etmeye karar veriyoruz. Akşam ben pek bir şey yiyemiyorum ama ekibin gerisi iyi durumda sabaha karşı 4 gibi kalkmaya karar verip yatıyoruz. Sabaha düzelmeyi umuyorum.

4 gibi uyandık. Dışarısı bayağı hareketli çıkış için hazırlananlar, 4100 den çıkış yapıp yanımızdan geçenler, her taraf insan kaynıyor. Zirve hattına baktığınızda kafa fenerlerinden oluşan ışıklı bir yol görüyorsunuz. Ben iyi gibiyim ancak bu seferde Hülya kendini iyi hissetmiyor. Çıkış yapmamaya karar veriyoruz. 2 saat sonra gün doğduğunda Hülya daha iyi hissettiğini çıkabileceğini söylüyor. Saat geç olduğu için denemeyi ancak eğer hava dönerse hemen inmeye karar veriyoruz. Yavaş ama kararlı bir tempoyla 5000 e kadar yükseliyoruz. Bundan sonra rota çok yatıklaşıyor ve mesafe iyice uzuyor. Bu bitmeyen mesafe ve 5000 nin üzerinde olmak bayağı sıkıntı veriyor. Nihayet Saddle denilen bele varıyoruz. Burada uzun bir mola veriyoruz. Etraf buzulun üzerine yayılmış tırmanıcı kaynıyor. Hava gayet iyi gidiyor. Son dik çıkışla zirve platosuna varıyoruz. Her zamanki gibi en uzak köşedeki yükselti zirve. Saat 13 te Kafkaslarda nadir görülebilecek çok güzel bir havada zirvedeyiz. Önümüzde dümdüz Rusya ovası arkamızda ise kazbek ten uşba ya kadar tüm Kafkaslar ve onların arkasında Karadeniz uzanıyor. Manzara gerçekten nefes kesici. Zirve ise gayet hoş dünyanın dört bir yanından gelen tırmanıcıların bıraktığı ufak tefek eşyalar zirve kaidesinin etrafını süslüyor. Güzel bir kaidenin üzerinde bir yazı mevcut ama Kiril alfabesi olduğu için yine bir şey anlamıyoruz. Yanımızda getirdiğimiz içinde bir yazı olan ufak bir metal kutuyu bırakıp birer satranç taşı alıyoruz. Zirveye ve güzel havaya o kadar dalıyoruz ki 1 saat kadar zirvede oyalanıyoruz. 14 gibi hızlı bir şekilde inişe geçiyoruz. 17 gibi kampımızdayız. Hızlı bir şekilde bir şeyler yiyip yorgunluktan ölü gibi uyuyoruz.

Pazar günü ve iniş günümüz Tatyana yı arayıp indiğimizi bildiriyoruz. Otelde ki sıcak duş ve yemek herkesin hayallerini süslüyor. Bu gazla hızlı bir şekilde iniyoruz. Öğleden sonra oteldeyiz. Otelde bizden bir gün önce zirve yapmış İsveç li bir ekiple karşılaşıyoruz. Zirve yapmanın keyfiyle sohbet ediyoruz, hatta akşam gittiğimiz barda denk gelip beraber içiyoruz. Duş alıp direkt şaşlık (şiş kebap) ve bira yapmaya gidiyoruz. Oteldeki akşam yemeğinde ise yeni gelip yarın çıkış yapacak Amerikalı bir ekiple beraber yemekteyiz. Bol bol rotadan konuşuyoruz ve başarı diliyoruz. Ertesi gün için transportumuzu ayarlıyoruz. Tam istediğimiz saatte bizi alıyorlar ve Azau bölgesine veda edip Bezengi bölgesine doğru yola çıkıyoruz.