19/09/2003 I. Geleneksel Iron Maiden Erciyes Tırmanışı Şeytan Deresi/Erciyes – Burak İzmirlioğlu vs.

Tarih: 19/09/2003

Ekip: Burak İzmirlioğlu vs.

Yer/Bölge: Erciyes

Rota: Şeytan Deresi

Rapor:

Bir hayal gerçek olacaktı hayatımda, tabi eğer iznimi ayarlayabilirsem…Ne miymiş hayalim, pasaportsuz çıkabileceğim en yükseğe çıkmak!!! Biz Ağrı deriz, bazıları Ararat. Şimdi “nasıl bir Iron Maiden yazısı ulan bu” diyenler vardır, durun hele bi, nerdeen nereye…

Ne diyorduk, aldık şu lanet olası izini ve nasıl olduysa oldu kendimizi mensubu olduğumuz dağcılık kulübünün (İTÜDAK) otobüsünde bulduk. 25 saat sürecek yolculuğun başlamasıyla sanki bir turne otobüsü gibi cayır cayır gitar sesleriyle doğuya doğru yola koyulduk. Uzun zaman kulüp ile tırmanışa gitmeyince yeni nesil körpe dağcıları da tanımaya fırsat olmamış tabi, merak ettiğim ilk şey şu oldu acaba İTÜnün rock klübünde bu kadar rock’n’roller var mı? 🙂 25 saat boyunca rock’n’roll’un her çeşidine gire çıka zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Tabi Maiden’in tüm albümlerini barındıran Türker’in jukebox’u sayesinde otobüste şoförler dahil herkes manevi olarak Iron Maiden fan kulüp üyesi oldu. Dağda geçen 5 günlük tırmanış boyunca .. “Run to the hills” her fırsatta ağzımızdan çıkan laflar olduğunun farkında bile değildik. Tabi bunun birde 25 saatlik dönüş yolu olduğunu unutmayın. O gazla dönüş yolunun neredeyse tamamı (gece dahil) Maiden dinleyerek geçti. Hatta şunu anlatmadan geçemeyeceğim, gecenin 3 ünde bangır bangır “Hallowed be thy name” çalarken 3 kişi dışında herkes uyuyor o 3 kişide haedbang’e bağlamış, kopmuş Erzincan diyarlarında otobüs zınk diye duruyor ve içeri polisler giriyor “kimlik kontrol” maiden çalmaya devam ediyor 3 kişinin kafa mars kadar:)

Tabi bu ortamda geyik de gırla… Dağcılıkta birileri anısına tırmanış yapmak aynı müzisyenlerin başka müzisyenler için saygı(tribute) albüm yapması gibi bi şeydir. Ağrıdan dönüşte bu kadar Iron Maiden’ı seviyoruz, niye Maiden’e adanmış bir tırmanış yapmayalım fikri belirdi. Sıvadık kolları! Faaliyetin adı belirlendi “1.Geleneksel Iron Maiden Erciyes Tırmanışı” Kulübün mesaj listesinde dönen muhabbetler sonucu 33 kişi 19 eylül akşamı İTÜ rektörlüğünün otobüs desteği ile çoğunluğu Maiden sever olan 33 dağcı Kayseri’ye yola çıktı. “Dance of Death”in Türkiyede 3-5 gün önce çıkmış olması ise çok güzel bir tesadüf oldu açıkçası. “Dance of Death”in bu kadar iyi bir albüm olduğunu önceden bilseydim Everest’e tırmanmayı bile göze alırdım 🙂 “I’m on my waaaay out on the road again” diye bağra çağra “wildest dream” eşliğinde yola vurduk otobüsü….Yol boyunca DoD’in yanı sıra eski albümlerden gaz parçalar eşliğinde körpe dağcılara saldırarak garip eğlence anlayışımızı şoförlerle paylaştık, koltukları ve kendimizi parçaladık…Sabahın köründe Kayseri’ye vardık. Kahvaltı ve palamut bırakma seanslarından sonra dağa doğru yöneldik. 2 arkadaşımız buzuldan ekibin kalan kısmı sırt rotasından zirveye ulaşmayı hedefliyordu. Velhasıl otobüs bizi dağ evinde bıraktı, hazırlanıp yürüyüşe başladık. 2 saat kadar yürüdükten sonra sırt rotasının altında uygun bir kamp yerinde çadırlarımızı kurup Maiden bayrağımızı diktik! Akşam kampta müzik yayını tarafımızdan devam etti, ancak sert rüzgar diğer arkadaşların müzikten sebeplenmesini mümkün kılamadı.. Gece 2:00 de kalkıp 3:00 te yola koyulacağımız için erkenden uyuduk. Ama eylülün 20sinde bu kadar soğuk olacağını düşünmediğimizden hafif olalım diye yazlık tulumla gidince gece hafif bir hezeyan geçirmedik değil ama alışığız!

“At the gates and the walls of montségur, blood on the stones of citadel” ile saat 2 de kahvaltı olayına girdik. Parçada da montségur dağından söz ediyor, gerçi Catharların katolikler tarafından montségur dağında nasıl yakılarak öldürüldüğünü anlatıyor ama…

Saat 3:00 te 27 kişi yola koyulduk ancak aşırı rüzgar nedeniyle yeterli koruyucu malzemesi olmayanları ve sayımızın riskli olması nedeniyle 1 saat tırmandıktan sonra geri dönme kararı alındı. Kamp yerine döndükten sonra istekli ve ufak bir ekibin başka bir rotadan zirveyi denemesine karar verildi. Saat 05:25 de DK’dan ben ve KarikatürKasap(Carcass)ın da yer aldığı 4 kişilik bir ekip ile “sol kulvar” denilen rotaya doğru yöneldik. Zevkli ve hızlı bir tırmanışla saat 08:30da kendimizi Erciyesin tepesinde buluverdik. Bizden 5 dakika önce buzuldan tırmanan 2 arkadaşımızla zirvede buluşmamız da olaya ayrı bir güzellik kattı. Kamp ile telsiz görüşmemizde bize telsizle Iron Maiden dinletmeleri benim için unutulmayacak bir şeydir. Fotoğraflarımızı çekip zirve defterine tırmanışın bizim için anlam ve önemini aktardıktan sonra iç huzur ile inişe başlayıp 2 saat içinde kampa döndük. 2. Geleneksel Iron Maiden tırmanışı ne zaman ve nereye olur bilmiyorum ama bu adamlar böyle albümler çıkarmaya devam ederlerse benim “aklımı yitireceğim” kesin…