25/01/2019 Şeytan Rotası/Erciyes – Barış Ulutaş, Emek Erdeniz, Tolga Karakaya

Tarih: 25/01/2019

Ekip: Barış Ulutaş, Emek Erdeniz, Tolga Karakaya

Faaliyet Sorumlusu: Emek Erdeniz

Yer/Bölge: Erciyes

Rota: Şeytan Rotası

Kullanılan Ekipmanlar: 3K, Çadır, Bivak, İlk Yardım, Kürek

Hava Durumu:

Rapor:

25 Ocak sabahı otogarda buluşup , 8 civarı Tekir Kapı’ya vardık. Açık olan bir mekanda sucuk ekmek yedikten sonra hazırlıklarımızı yaparak, izin işlemleri için jandarmaya yöneldik. Karakolun yerini karıştırmamız biraz zaman kaybına sebep oldu fakat 9’da binmeyi planladığımız teleferik 10’da açıldığı için çok etkilenmedik. Gerekli bilgilendirmeyi yaptıktan sonra 10.15’de 2450 metrede teleferikten indikten sonra yükselmeye başladık. Bol yağış almış olmasına rağmen şiddetli fırtınalar sayesinde kar süpürülmüştü ve sertti. Kar durumunu analiz ederek Şeytan’da çığ riski olmayacağına kanaat getirerek, çanağa yöneldik. 2900 civarı 10 dakikalık bir mola vererek yüksek tempoda devam ettik. 13.30 civarı 3100m civarı çanağın içinde kamp atmak için yer belirledik. “Yeter, yetmez devam edelim kazmaya” tartışmalarıyla 1.5- 1.7m derinlikte bir korunak kazıp, çadırımızı kurup yemek yiyip bol sıvı tükettik ve uykuya geçtik. Hava durumu tahminlerine göre gelecek olan fırtınayı 26 ocak öğleden sonra bekliyorduk. Planımız fırtınaya yakalanmadan hızlı bir zirve ve iniş şeklindeydi. Gece erken saatte kalkmamıza rağmen, soğuk hava ve yüksek rakım yüzünden su kaynatma işi çok uzun sürdü ve çıkışımız beklediğimizden çok daha geç oldu. 04.30’da yaklaşıma başlarken şiddetli rüzgar vardı. Fakat havanın daha kötüye gittiğini görebiliyordum. 05.15 civarı görüş mesafesinin 20m olmasıyla, beklediğimiz fırtınanın yaklaştığını, devam edersek birazdan görüş mesafesinin daha da düşerek büyük bir risk olacağını, zirve yapamamamızın yanında iniş yaparken çadırımızı ve eşyalarımızı yukarıda bırakarak acil iniş pozisyonuna düşeceğimizi belirterek dönüş kararı aldım. Küçük bir münakaşadan sonra dönüşe geçtik. Bu arada görüş mesafesi düşmeye devam etti. Bir noktada izler ikiye ayrılmaktaydı. Tam düz devam edecekken, önceki gün gördüğümüz yukarımızdan geçen iki kişinin izlerinin bu izler olduğunu düşünerek 100m aşağı inelim olmadı geri çıkıp düz devam ederiz diyerek , aşağı yöneldik ve çadırın üstüne yerleştirdiğimiz polleri fark ederek 05.45 civarı çadırımızı bulduk. Yeterli teçhizatımız olmasına rağmen 2 gün sürecek fırtınayı çadırda geçirmek istemiyorduk. İniş kararı aldık. Gerekli telefon görüşmelerinden sonra, havanın biraz daha aydınlanmasını umarak elimizi ağırdan alarak toplanmaya başladık. 07.15 civarı görüş mesafesi 5m inişe başladık. Havanın daha da kötüye gideceğini tahmin ederek olabildiğince hızlı irtifa kaybetmeye başladık. Görüş mesafesi artık 2m’ydi yani yoktu. İp açarak vakit kaybetmeden aramızdaki mesafeyi 1m ile sınırlayarak devam ettik. Bastığım yerin alçaldığını ya da yükseldiğini anlamak için bazen 2-3 adım atmam gerekiyordu. Tahminim vadi tabanlarını takip ederek  Hisarcık Kapı ile Tekir Kapı arasındaki yola varmaktı. Hızla alçaldık. Son girdiğimiz vadide kayakçıların düşürdüğü bir Redbull kutusu buldum. Donmamış olduğunu fark ettik ve açıp içtik. Teleferik direklerini görünce Hisarcık Kapı’ya vardığımızı anladık. Fırtına sebebiyle mekanlar kapalıydı. Tekir Kapı’ya geri dönüp jandarmadan kimliğimi aldık. Merkeze dönüp yemek yedikten sonra Barış’la otogara geçtik.

Notlar:

– Kış yüksek irtifa faaliyetlerinde hava durumu çok dikkatli takip edilmeli, dağların 5. Mevsimi hesaplara uymayabiliyor.

-Mustafa Abi’yle aramızda geçen “GPS olmadan dağa mı gidiyorsunuz siz?” tepkisinin ne kadar haklı olduğunu tekrar gördüm. Bütçe kesintileri geçerse kulübe GPS Cihazı alınmasının gerekli olduğu kanaatindeyim.